Akşam yemeğine bir saat vardı. Yunus kara kara düşünüyordu. Onların karşısına nasıl çıkacağım diye. Başında bir büyüğünün olmaması hele ki böyle bir günde düşünmesi dahi zor geliyordu. Yunus korkuyla bir yere varılamayacağını biliyordu. Ne denilirse denilsin oraya gidilmeliydi. Cüneyt’i aradı gözleri. Kendi derdiyle meşgulken Cüneyt’in yokluğunu fark etmemişti bile. Odasına geçip dolabı açtı. Kıyafetleri arasında bugüne en uygun olanını seçmek istiyordu. Cüneyt olsa daha kolay bulurdu kıyafeti. Oysa öyle bir kıyafet takıntılığı yoktu. O anda kafasına ne esse onu giyer çıkardı dışarıya. Ama bugün diğer günlerden farklıydı. Hayatının geri kalanını geçirmek istediği sevdiğinin ailesiyle tanışacaktı. Onların gözünde ideal damat adayı olmalıydı. Sonunda bugüne uygun dediği bir kıyafeti bulup giymişti. Derin bir nefes alıp Damlalara doğru yola koyuldu. O anda hiç bitmesin istiyordu bu yol. Adımlarını bir kaplumbağa adımları gibi atıyordu. İşte tamda o anda bir minibüs yaklaşmıştı. Yunus arkasını dönüp baktığında Cüneyt’i gördü. Ve bir türlü unutamadığı mahalle arkadaşlarını, dostlarını, akrabalarını gördü. O anda anladı bu zor gününde yalnız değildi.

 

Yunus sevdikleriyle kucaklaşıyordu. O anda gecenin mimarı Allah’a sonsuz şükretti. Amcası Müşfik, Şevket de onca yolu Yunus için gelmişlerdi. Mahallenin muhtarı Mahir, okuldan arkadaşlar Serkan, Necip, Umut da gelmişti. Hep birlikte karşıdaki dağ evine doğru yürüdüler. Yunus kendinden emin adımlarla yürüyordu artık.  Kaplumbağa adımları yerini bir tazı sıçrayışına bırakmıştı. Cüneyt de bu geceden oldukça memnundu. Sonu ne olurla olsun yalnız gidilmesinden daha iyi bir şekilde sonuçlanacaktı. Eve vardıklarında onları Damla karşıladı. Damla gözlerine inanamıyordu. Cüneyt ile Yunusu beklerken maaile çıkıp gelmişlerdi. Damla toplu halde gelmelerine çok sevinmişti. Artık babası Yunusu daha bir ciddiye alacak diye düşündü. Serkan, Umut, Necip aile ile tanışıp Yunus’un dağ evine geçtiler. Bu mühim mesele büyükler arasında çözülecekti. Yasin Bey, gelenleri gayet kibar bir şekilde karşıladı. Yemek faslı bittikten sonra kahve faslına geçtikleri sırada konuşmaya başladılar.

Yasin: Efendim hepiniz hoş geldiniz. Ayaklarınıza sağlık.

Müşfik: Sağ olun efendim. Fevkalade mutlu olduk.

 

Kahveler içilmeye devam ediyordu. Müşfik aile ve mahalle fertlerinin en büyüğüydü. O yüzden söz hakkı ondaydı.


Müşfik: Sebebi ziyaretimiz malum sizin de bildiğiniz gibi tanışma ve kaynaşma. Umarım iyi geçer.

Yasin: Umarım ki öyle olsun. Bir şey itiraf etmek gerekirse bu konularda pek iyi değilim. Ki konu kızım olunca da biraz hazırlıksız yakalandım.

Müşfik: aslında bizimde durumdan yeni haberimiz oldu. Yunus bizim evladımızdır. Onun mutluluğunu görmek bizi de mutlu eder. Bizde mahallenin büyükleri olarak kapınızı çaldık. Allah razı olsun bize evimizdeymişiz hissini yaşattığınız için.

Yasin: Öyle hissetmenize çok sevindim.

Müşfik. İzninizle konuya girmek istiyorum efendim. Gençler birbirlerini görüp beğenmişler. İşin ciddiyetinin de farkındalar ki aileleri bir araya getirip durumu neticelendirmek istiyorlar. Allah’ın emri peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz.

Yasin: Bu konuda ayak direyen olmak istemiyorum. Ama benimde size diyeceklerim olacak. Öncelikle ben bir diş hekimiyim. İşimde iyi olsam da, ailemle geçirdiğim vakit konusunda da aynı şekilde iyi değilim. Onlara ayırmam gereken zamanı bile işime ayırdım. Çünkü işimi yalnızca para için değil aynı zamanda hastalarımın da bir hayır duasını alırım ümidiyle yaptım. Sizin de tahmin edeceğiniz üzere ailemle geçirdiğim vakit yok denecek kadar az.

Müşfik: Nasıl kutsal bir işinizin olduğunu anlamak için bir okul bitirmek gerekmiyor. Ben ilkokul mezunuyum. Hayvancılıkla uğraşıyorum. Ama ben veteriner hekimim diyen nice insandan daha iyiyim hayvanlar hakkındaki bilgiler konusunda. O yüzden gerçekten işiniz konusunda bu kadar hassas olmanızı anlıyorum. Gerçekten de takdire değer bir mesleğiniz var. Benimde çocuklarım var. Onlar her şeyi kitaplardan öğrenerek hayatlarını devam ettiriyorlar. Her biri okuyup iyi birer meslek sahibi oluyorlar ama hayat tecrübeleri zayıf. İşte bu konuda onlara desteğimizi esirgememeliyiz.

Yasin: Çok haklısınız efendim. Onların attığı her adımda yanlarında bulunamasak da, bu en özel adımlarında mutlaka yanlarında olmalıyız. Ama ben sizden küçük bir ricada bulunacağım. Yaşım ilerledi. Emekli olup bundan sonra kendi sağlığımla ilgilenmek istiyorum. Ve çocuklarımın mürüvvetini görmek istiyorum. O yüzden biraz olsun kızımla zaman geçirmek istiyorum. Bir hafta diye geldim buraya. Ama emeklilik dilekçem her ihtimale karşı cebimdeydi. Ve ben daha bu konuşma gerçekleşmeden kararımı çoktan vermiştim. Emekli olup kendime vakit ayıracağım diye.

Müşfik: Kararınız kararsızlığınızdan iyidir. Sonuç ne olursa olsun. Kızınızla vakit geçirmek istemeniz gayet normal bir istek. Elbette ki yaşayamadığınız ne kadar güzel şeyler varsa acısını çıkarıncaya denk yaşamak isteyeceksiniz. Ama sakın ola bu isteğiniz çocukların mutluluklarının önüne geçmesin. Çünkü eğer siz mutluysanız bu eşiniz ve çocuklarını sayesindedir. Ve mutlu olmak onlarında hakkıdır. Sizin de onaylayacağınız üzere.

Yasin: Anlayışınız için teşekkür ederim. Size söz veriyorum. Geçmişte yaptığım hatayı tekrar ettirmeyeceğim. Ve yalnızca kendi isteklerim olsun diye çocuklarımın isteklerini görmezden gelmeyeceğim.

Müşfik: Sizden beklenen davranış tamda budur efendim. Eğer sizde onaylayacak olursanız. Yarın birlikte gidilip yüzük bakılır. Aramızda söz nişan yapmış oluruz. Yazında düğün olur.

Yasin: Tabi ki efendim. Hayırlı uğurlu olması dilekleriyle…

 

Damla ile Yunus çok mutluydular. Çok korktukları olay da çözülmüştü artık. Önlerindeki engel de ortadan kalkmıştı. Damla babasının sözlerine çok duygulanmıştı. Ama onunla geçirecek vaktinin olmasına da çok sevinmişti. Yunus amcalarının ve mahalle muhtarı Mahir abisinin elini öptükten sonra annesinin ve babasının elini öptü. Damla da babasının ve annesinin elini öptükten sonra amcalarının elini öptü. İşler tatlıya bağlanmıştı. Aileler vedalaştıktan sonra herkes evlerine dağılmıştı. Yunus arkadaşlarına durumu anlattı. Arkadaşları da çok mutlu olmuştu. Yunus misafirlerine odalarını hazır ettikten sonra bir isteklerinin olup olmadığını sorduktan sonra iyi geceler dileyip odasına geçti. O anda Cüneyt’i gördü. Kardeşler bir süre birbirlerine sarıldıktan sonra sevinç içinde yarını düşündüler.  Her şey çok güzel ilerlemişti. Ve yarın gerçekten de evlilik yolunda ilk ciddi adımı atacaklardı.Cüneyt çoktan uykuya dalmıştı.  Yunus uyumadan önce Damla’yı aradı.

Yunus: Selam hayatım. Nasılsın.

Damla: Çok iyiyim hayatım. Hiç bu kadar iyi olmamıştım. Sen nasılsın.

Yunus: Bende gerçekten çok mutluyum. Cüneyt olmasa bugünün böyle mutlu sona ereceğine kimse beni inandıramazdı.

Damla: Gerçekten de Cüneyt’e çok şey borçluyuz. O olmasa aile olarak babamın karşısında bir sıfır yenik başlayacaktık. Ama babam siz gittikten sonra beni karşısına alıp konuştu. Ve aileni çok sevdiğini söyledi. Ve eğer onlar gelmeseydi bu kadar olumlu konuşacağına kendisi de inanmıyormuş.

Yunus: Babandan da Allah razı olsun. Hiç zorluk çıkarmadı.

Damla: Haklısın hayatım. Yarın erken uyanacağız. İyi geceler hayatım. Seni seviyorum.

Yunus: Bende seni seviyorum. İyi geceler.

 

Devam Edecek…

 

 

 

  

       

( Benimle Aşık Konuş-13 başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 30.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu