Uyumsuz cümlelerden bir perde yaptım
cehaletime
Aslımı unuttum ve unuttum yasımı
Tahayyül ettiklerime bir satır daha
eklerken
Devingen ruhuma engel koydu
hatıralar.
Naşında şiirin,
Ölü ve bedbaht dünlerin haznesinde
Yaftalanmış hacmime atıfta
bulunuyorum
Zaman zaman ve…
Gerisi olsa keşke:
Bir nida dökülüyor şiirin
dudaklarından
Perde perde bulutlar sarıyor şehri
İstanbul’un pervazında düş kulesiyim
Kız Kulesinde unutulmuş kalplerin
adresi iken
Her şiir ve her şaibeli şair…
Bir gizemde atıfta bulunan edimlerim
Aslında kayıp yetilerim
Belli ki sarkaç kırıldı gittiğinden
beri
Geldiğini ümit ettiğim her yeni günü
Değil mi ki
Sen bildim…
Tutanaklarda olmalı adım
Ve izahı olmayan bu masalın:
Derbeder kelamın titrek sesinde
Hangi aşkı şerh düşer ki
Yazmayanı yazan
Ve boşluğun işveli hüznünde
Her yalanı boykot eden bir hüküm
niyetine
Evren bile sonlandırmışken
İçimdeki yetim ümitleri…
Sapır sapır dökülen her bir zerrem
Oysaki yenik düşen hep ben değil
miydim
Hem de ezelden?
Ne olduysa oldu ve uyutuldu bu şiir:
Yalnızlığın kerbelasında
Yeknesak bir ruhun değil mi temaşası
Onca sır,
Onca yergi,
Onca debdebeli hüzün?
Hani baş tacı bildiğim özlemden yana
iken
Közün biteviye acıttığı kelamı
Satırlar dahi yanarken canımın
acısından.