mor zambaklar açtığı mevsim,
ütüsüz beyaz gömleğim gelir aklıma birde eski evimizin tavanından dökülen tozlar
vede perdesiz pencerelerden görünen gökyüzünün renkli tonları.
güneşin yiten ışığında geçen vakitler.
şimdi uçsuz bucaksız bir asuman mavisi.
*
en şiddetli bunalımların zuhuruna ramak kala,
gökte damar damar çizilir şimşekler .
illede bir sebeple kopar fırtınalar .
nasıl ne zaman sonlanacağını bilemediğim izin verdiğim derbeder düşünceler .
yaprak yaprak dökülür bir hazan vakti
bir boşluk bulup zihnimin kainatından .
*
cinnetin kaçıncı durağı bu sıtma nöbetleri .
ateşleri karşısında durup ,yangınlarına tutulduğum.
alevlerinin ürperten kıpırtılarında öylece,
yandıkça eridiğim, eridikçe yok olduğum .
*
kilitlerim son buhranları ruhuma.
yağmur kokusuna muttasıl ,
her nasılsa çekip çıkarırım kendimi kuytularından .
en sessiz anında göğe bir merdiven dayayıp,
münzevi çilelerin inzivasına çekilirim.
*