Külliyen zarar olduğunu biliyorum;
Kuşların saltanat sürdüğü mahrem’in
kıyılarında
Şehla bir bülbül olmanın zararı ne
ki?
İklim sayacında bir garip mevsimim:
Aklın ifşasında sert değildir sözüm;
Özüme binaen içli bir serzenişin de
güftesinde
Nakşeden bir nota benzeri elem’im:
Aşkın da hicabında bir nefes daha
içime çektiğim
Hayat busesinden nasiplenen fakir
benliğimin
Cefasına yenik
Sefasını asla özlemediğim bir var
oluş şarkısıyım…
Yüreğime yakışan aşktır, azizim:
Ellerinde şiirin soğuyan bedenime
Değen göğün surelerinde
Azımsanmayacak bir kabul benimki:
Başa gelen ne ise
Cennetin arka bahçesine konuşlu
Soylu bir yenilgiyim:
Her daim mars olduğum mu?
Yek gelen düşlerin tebaasında mı yoksa
içimdeki
Sesin uzamında
Bir kör nota
Ve boyutsuz gölgesinde baharın
Aşkın nazenin tanrısı…
İçimin coğrafyasında da erdemli bir
yetim:
Ne methiyeler dizdiğim
Ne de özüme karşı durup
Saklandığım filan da yalan değil hani
Sakındığım gözümde
Konuşlu o iriste
Aşkın kör noktası:
Zamanın birinde yaşadı işte
Şair benzeri bir kelam
Ayıklarken tüm ayrık otlarını
Kendine rast geldi, diyeceklerini
hayal etmenin
Gayretine yenik düşüp de
Ferinde özlemin
Kof falan değil iblisin kâbuslarından
kaçan
Mazimle baş başa.
Lehinde ömrün
Tanıklık yapan ne çok angarya
Aslında bir süs bitkisi bilirdi
yüreğin bahçıvanı beni
Ne zamanki sundum ona fermanımı
Demem o ki;
Demelerine ayılıp bayılan bir çöl
çiçeği
Zarafeti ile
Güneşin zaferini kutlayan
Zanlı bir maraza
Aşkın kulağından tutup
Yâd ettiğim özlem tutarında
Nazarı itibariye aldığım
Zamansız bir maşuk
Yine kul köle rahmete;
Yine düşkün aşka ve hüzne…
Sarmalında onca kasidenin
Yamacıma sığınmış üç beş kelamın da
Tozunu alırken yazdım bu şiiri:
Eklemlerimde çürük heceler
Az sonramla mağdurum, biliyorum:
Tarifesi kayıp bir zihniyet
belliyorum
Yazmaksa
Güleç yüzünde baharın
Şen bir kahkahaya da talibim hani:
Döşünde bilinmezin
Reşit olmayı kim bilir ne zaman
becereceğim?