*
an
geldi
nefeste
tazelendi ses.
sözler
taze bir yağmur olup düştü .
adımlar
farklı,
öfkeler
farklı
uçuyordu
bir an için rüzgarda.
büyüleyiciydi
uzaklara
doğru ümitsizce yürürken
en
ince sancıları gergef gibi ördü o an
kalbin
en ince yaralarına tabip ihtimamıyla dokundu
ilmek
ilmek dokudu
göğsünde
ki eşsiz ağrıları
*
onurlu
yolculuğun adını fısıldadı
ve
kapı kimseye kapanmasın diye
en
son araladığında
lacivert
duygular körükledi gecenin kor vaktine
kısa
ve öz, duru ve diri
yangınların öfkesini söndürdü elinden geldiğince
ısıttığı
hazan misali uykularda
uyudu uyuyabildiğince
içinde
düşler
zerrelere
dönüştü o an
*
kalabalıklardan
uzağa
hazların
taşrasına
rahatlıkların
koynuna
yedi
renk kanatlı bir kelebekti artık
açtı
inceldi
çırpındı
yokluğun
kozasından sıyrılıyordu
önünden
yırtılıyordu gömleği
yanan
bir meşaleydi artık yalnız mahzenlerde
asil
bir isyan yazılıyordu alnına o an
öylesine
soğuk
öylesine
derin
kaç
kez kızıl yapraklı kestane ağacının altında
kızılca
açmıştı ufuk
kaç
kez
ırmaklara
buluttu
yağmurlara
sabahtı
resimlere
aynaydı
mevsimlere
rüzgardı o an
neden
hala bu kadar uzaklarda
neden
hala bu kadar sessizdi
*
rüyalara
yağdığı gibi upuzun
her
yer bembeyazdı
her
an karbeyazı
reyhan
bağının nergisleri kadar ıstıraplı
bazen
tavan yapan bir hüzün
bazen
yarım kalan bir hikaye
dökülüyordu
o an… koca coğrafyaya
irili
ufaklı kuru yapraklar
med-
cezir etkisiyle
onca
çırpınmalar
onca
vurgunlar
*
redfer