Sözcüklerin çılgın bir hurafe
olduğunu söylüyor
Beyitler…
Hani çemkiren isyanında münafık ve
aymaz ruhların da
Varlığına söz geçmezken
Bir de istikrarlı acıların
yaftaladığı onca mazlum;
Onca yangın;
Devasa düş çukurlarında
Gömülü keramet
Ve yılgın dürtülerde konuşlu
Kimince sakil dirayet.
Yobaz bir rota belki de
Aşkın hacmine yenik düşen
Sivri dilinde lanetin
Sonlanması mevzu bahis dahi olmayan
Onca sürrealist reçete:
Hani efkârın yansıdığı;
Hani yalanların sonlanmadığı
Artık ne ise geride kalan düş
pazarında
Satılığa çıkmış asalet
Dirhem dirhem çürümeye yüz tutmuş
basiret.
Gök de tembihli mi ne?
Şimdiden sıcak bastı
Baharın tutkusuna yenik düşmüşken
Mart değil mi ki kapıdan baktıran?
Kovduk kovalı rahmeti, yüreği belki
de
Solgun çehreyi al basmışken
İndinde yüreğin kayıp bir meal mi ne?
Haşmetli sevdaların göz bebeği özlem:
Sözüm ona vuslat olacaktı
Bahara denk düşen.
Yürekli bir haykırış benimki;
Zanlı bir tarife değil
Bilakis onurun ta kendisi
Elemden kaçış olmasa da
Neyime gerek mutluluk, dercesine
Sürrealist bir vurgulama daha damga
Vurmuşken isli yüreklere
Hele ki konuşlu isyan
Vaveylası mevsimin düşmüşken gözümden.
Çiy tanesi kayıpların reçinesi
Belki mağdur olacak her yeni gün
Belki bağdaş kuracağım daha nice
hüzün:
Balyalarca ihanet
Devşirip de yalanları
Doğrudan yana taviz vermediğim
Olsa da bir rivayet kimince
Demli tutukluğum
Aşka ramak kala göğün tetikli rahmeti
Yağmazken iblisin tenine.
Efkârı bitimsiz bir cümle olmayı
Dilemedim ben
Ne de karaçalı misali yorgunluğum
Ve yaftalan ruhumla tezat
Devranın kuyruklu yalanları.
Hakkın rahmetine kavuştu kimi ümidim
Yangındandı ilk acılarımı
kurtardığım:
Zamanıdır, azizim:
Basılı tetiğine özlemin
Sırasıdır yüzümü döndüğüm efkârın
O kırık asa aşka takılı yürekte
İbrazı hüviyetimin.
Şanlı bir zafiyet belki de
yalnızlığın
Alt üst etmiş benliğimde
Bilfiil dayattığı endamlı düşlerimin.