Refüze edilen teninde mavinin,
Bir gökdelen yangını adeta
Azımsanan son şiir.
Yalpalayan nidaların eseri ve de
esiri
İtina ile ölünür, diyebilmenin meali:
Hem öyle böyle de değil:
Derinlerde boğulduğun
Görülmüş şey mi sunumunda ömrün…
Devasa bir Tanrı şiirlerin yazılmayan
hutbesi
Ve açık ara farkla kıyaslarken
rahmeti
Ölüden bozma göğün
Önemsiz tanığı belki de şehrin
Bir deryalarda süzüldüğün
Belki de kanıksanası varlığının kayıp
istikameti.
Şebeke sisteminde bir araz mı da
hislerin
Sondan başa saydığın ellerinde
Kayıp parmakları harflerin.
Mevzu bahis ölümse
En alasından ısmarladığım bir hutbe
Tanıklığı varsa yoksa elemin
Bu ne cüret, diyenlere bir istişare.
Temenniler vakıfsa hürmete bir de
tapılası
Merhametin sure tadındaki iklimi
Seyrinde ölümün
Ömre mi delalet bunca imge
Seğiren göz bebeklerinde her yıkıcı
darbenin
Kutsanmak Allah katında hece hece.
Ürkünç bir coğrafyayaymış meğer
yalnızlık:
Aşkın ibaresi de taşkın yüreğin
emsalsizliği:
İtina ile yazılan her şiir
Darağacında asılı dizelerin ihmali
Gönül gözünde sepet sepet umudun
ihlali
Söylenmedik ne kaldıysa geriye.
Okşarken yüreğini gök kubbenin
Zehirli kelimelerden arınan yüreğim:
Katıksız izdivacı hüzünle
Aşk mertebesinde elediğin sanrıların
geçidi.
Şimdini mimle, sevgili
Yarından da kesmeden umudu
Dününe öykündüğünden midir ne?
Yalansız seyreden üzünçleri saf
ruhunun.
Pekişen bir ihanet bir de kâhinlerin
cinneti
Sandık sandık ölü diyezlerin
Aşkla sınavı dilinde tevekkül
yüreğinde tefekkür
Mızrabı kırık olsa bile gönül sazının
Azımsanmayacak bunca duyguyu katık
yaptığın
O geçimsiz toz bulutu
Hani demlendiğin;
Hani dertlendiğin
Bir buse kondururken alnına şiirin
Helalim, demekten yorgun olsa bile
Yüreğini ısıtan mazlumun
Saf tuttuğu kıble.