Mevsimin kirini tahliye etti rüzgârlar
Aşkın indinde eriyen yalanları de
depoya kaldırdılar
Bir içimlik günün
Bir ömürlük suresinde
Aşka biat bir öngörü ile
İhya edilesi satırlara baş koydum
yeni baştan.
İçimdeki ılgıt
Belki de her gün biteviye yediğim zılgıt.
Muhterem yolcularım varmadı yüreğime
Ve uğurladım ben soluk kış güncemi.
Bariz öfkesi beşerin;
Şamata ve şaşalı zulüm
Ölürken çocuklar üçer beşer
Neye yetecek tek kişilik davam?
Andım ben dünümü;
Ar bildim madem matemi;
Ar’landım ve aradım eşkâlimi
Sonramı asla güncelleyemediğim
Debdebeli acılarımı sorarken ahvalime
düşmanlarım
İçimdeki aşkı kıtladılar
Oysaki tüm evrene yeterdi benim
sevdam
En çok kendime kızgın çocuk dünyam.
Mavi’nin derdindeyim bu bahar
İçimdeki bakraçlarca buhar
Kime yeter ki tekil varlığım?
Kimine methiye kimine kırgın
Aşkla sırdaş kalemimle arşınladığım
bucak bucak.
Mermeri solgun bir resim bu
Aslında belli de değil;
Kim ölü, kim sağ.
Hem yetemediğim ömrün kozası
Sonunda çatladı yüreğimin kiremitleri
Ayak basmadığım hangi rüyam mı?
Arşı alaya çıkmayan hangi hazan mı?
Oysaki mevsim ilkbahar.
Büyümeye yeltenip yüzüme gözüme
bulaştırdığım
Bu ateş topu mu,
Çevreye sıçrayan hüznümle
Mutluluğa damga vurmam çok mu akla
ziyan?
Ar’ımda saklı andım;
Andımda saklı içimdeki çapkın
güvercin
Oysaki beni, beyhude bir serçe
Gagaladıkça ömrü
Dilinden düşmeyen habis sevgim.
Dimdik olmam yarar mı sahiden işe?
Bir de sevdiğim kadar sevilmekten
yana da
Yok iken umudum; derdim tasam.
Hünkarı beyitlerin üç beş yalnız hece
Bir hevesle giriştiğim mücadele
Adına ömür denen
S/ayıkladığım pür-neşe.
Gölgemle yettiğim eşkâlim;
Yalnızlığımla s/ardığım yaram
Yarınıma kefil olsam nereye kadar?
Hüviyetimde pembeden bir dağ;
İçimde saklı yüreğin feri
Her mersiyede
Bir sıkımlık canı işte yürekteki
elemin.