Dava Adamı Olmak...
Dava Adamı Olmak...
Dava adamı olmak, davası olmayanların koltuklarını sallıyorsa, ağzındaki salya ile saldırır, üç kuruş ateş olacak parasıyla, yandaş adam tutar yalanla kandırır yola salar, yan yatar bakar, yarın yan ateşe karşı yatacağını unutur.
Dava adamını, karanlığına ışık olarak gerçek yüzünü meydana çıkaracak kadar korkanlar, çamurla çirkefliğiyle şerriyle saldırır ki, karanlık yüzü meydana çıkmasın! Yarın o çirkefliği şerri cehennemin götürdüğü odunlarıyla yanarken zaten ortaya çıkacak!
İnanç akidelerini gönlüne yükleme çabası ile Âlemlerin Rabbinin ayeti olan “insan” ile münasebetini, kardeşlik derecesine çıkarmak isteyenleri, yolunda döndürmek için yola çıkan Ebu Leheb’in torunları çıkacak… Dava adamı adım attıkça, yüzlercesi biranda yıkılacak. İnsanda bulunan âdem unsuru olan nefisten imanla sıyrılarak, şeytanın amacının emelinin ardındaki gerçekleri fark ederek yol alanları sevmeyen şeytanlaşmış insanlar elbette ki çok olacak, haliyle sevenleri de daha çok olacak.
Kin nefret, sevgi iman gibi iki zıt duygunun karşı karşıya gelerek, sonucunda hangisinin insanı mutlu edeceğini bilen dava adamının mücadele vermesi her zaman zoruna gider. Ayrıca bu unsurların insanları birleştirip, kendi çıkarının yolunda ayırdığı bu oluşum ,kendisinin bozuluş halinin devamında yıkımının sonucunu getireceğini bildiği için, karalamaya devam eder, onun için onur insanlık önemli değildir çıkarı önemlidir!
Dava adamı ve onunla yol alanlar için, güzel şeyleri görmek ise, nefsimizin önceden şahit olduğu mükemmelliği şimdi hatırlayıp anımsaması ve güzelliğe kavuşma arzusunu anında olmakla bizi uyandırır. Buna aşk arzusu dava arzusu insandan önce hakkı sonrasında insanı sevme ile ebediyen sürecek olan erdemleri meydana getirdiğini, önce hakka akabinde insan vararak ölümsüzlüğe ulaştırdığını her dava adamı ve onunla olanlar bilir ve yoluna devam eder Rabbim izniyle…
Biz hak yolundayız, siz nerede olduğunuza bakın… Biz kalpleri ısındırırken serinleriz sizler üşütürken yanarsınız farkında değilsiniz! Figüranlık pozlarıyla figüranlığı zedelerken hatta gezerken, bizler başrolde olma sevdasında değil, hakla gönüllerde olmanın sevdasındayız. Bizler dalı kırılan ağacı gömleğimizle sımsıcak gönlümüzle sararız, siz kırmaya devam edersiniz aradaki fark diyelim nüans diyelim buradan kaynaklanmaktadır.
Sizler gönülleri kurutmaya çalışırken, secdede olan kardeşimizin secdeye düşen bir damla gözyaşı, kurutmaya çalıştığınız gönüllerimi cennet bahçesine çevirir. Evlatsız kalan bir annenin sessizce gözünde akan gözyaşlarının feryadı, yüreğimizi yerinden sökerek Rabbimize duamızla derdine derman olması için ettiğimiz duamızla, Rabbimize varırken, sizler dua nedir gözyaşı bilmez iken, rezil olursunuz rezilliğinizle âlem sizden utanır, çünkü içinde rezil bir isimle anıldığınız ve utancınızın ona yakışmadığı için…
Sizler iftira atarsınız geçersiniz ve o iftiranızın kör leş kuyusunda yarın boğulurken, iftira attığınız Yusuf gibi gömleğinin arkadan yırtıldığını gösterir ve o an bozguna uğrarsınız lakin bu bozgun bilinen bir bozgun hiç değildir! Namusla arla yaşayanların altın gönülleri sizin atacağınızı çamurla değerini hiç kaybetmez, kaybeden her daim siz olursunuz buraya yazıyorum, yeri geldiğinde okursunuz.
Rabbim var olmayı imanla insanı sevmekle varan dava adamlarıyla beraber yaşayanlardan etsin bizleri, sizler gibi rezilliği onur sayanlardan biz iman edenleri her daim korusun Rabbim, âmin, vesselam.
Mehmet Aluç
(
Dava Adamı Olmak... başlıklı yazı
kul mehmet tarafından
10.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.