Bulutun kaygısında asılı kehanet
Ölüm kadar da diri bir yenilgi
Olsa olsa muhatabı gölgelerin
Bir avazda doğan günü ve hüznü
Yaftalarken şeytan
Doğasında saklı ümit
Satırların da telaşında
İnfilak eden gözyaşı.
Hayatı pompalayan o rükû:
Secde ile aşkın izdivacı
Tek surede yıkıp da hazan ağacını
Devasa rahmeti ile
İliklerimize kadar ıslandığımız İlahi
Ateşin biteviye
Özlemi.
Beyitler kanarken
Duaların çağrısı
Nasıl ki ağrına gitmez Huda’nın
Bizler birer tekne kazıntısı
Maharet olsa gerek
Cefanın umut ile çakıştığı.
Her beyitte ihanet saklı
Her ihanette bir tövbe:
Batılı rüzgârın ve çalakalem mizacı
ömrün
Bir terennüm kimi zaman
Bahşedilen o rahle
Doluştuğumuz imge imge
Saçaklarından akan rahmeti
Doldururken Nisan tasına şairin
Korunaklı dünyalarımızın da yok
garantisi
Yeter ki sığınalım gece gündüz
Rabbimize.
Asılı kaldığı kadar firari
sözcüklerin efkârı
Bir dizede sanrı yüklü gök kubbe
Bahşedilen o çağrı
Nasıl ki aşkın ve sabrın hikmetiyle
Tahsis etti mutluluğu ve doğruları
Aldığımız da kıssadan hisse
Elbette etme bulma dünyası
İnfilakı belki de bilinmezin
Teğet geçen tüm gerçeklere
Ruhun da kopardığı o vaveyla
Balta girmemiş duygular
Nasıl ki buldu doğru yolu ve fıtratı
Güzelliklere gebe muradın da saklı hünkârı
Gözünü boyamadan beyitlerin.
Ehli beyit bir rahmet aşkla firar
eden yüreklerin de
Sığındığı bir rahle
Gönül gözüyle aşkın doğasına sızan
Ateşin yaktığı her yürek nasıl ki
sunumu
İhlâslı varlığın bin bir vecize ile
sızladığı
Her yorgun mazide saklı muradı
beşerin
Sazlı sözlü bir edim olsa keşke
Aşksız geçen günün ifratı
Elbette saklı niyazda, yüreğin en
derininde
Bilmukabele gözyaşım
Sığındığım rahmet
Ve nasıl ki arındığım azamet soktu
beni yola
Kulluğumla çıktığım bu yolculuk
Yeter ki saklı tutsun ihlâslı
satırları
Dudağımdan, yüreğimden dökülenler
Yaşadığım kadar Allah rızasıyla.