Bir İki Güzel Kelam Söz Ve Bakın Neleri Karıştırmışız!
Dıştan içe vurumla, duyarlığın sesi
uzun zaman sonra çıkıyormuş, buna vakıf olduk büyük başarı. Anlayan anladı ne
demek istediğimizi dağılabiliriz artık.
Vehametle durum aynıdır dedik kimse
anlamadı, şimdi vehamet başa gelince eski güzel durum kayboldu, kaybolması için
çaba sarf edenler bile bu kadar vahim olacağını düşünemedi!
Selametle vehamet aynı değildi aynı
sanıldı, şimdi vehamet ortaya çıkınca herkes ortadan kayboldu, suçluluk duygusu
yalnız arkalarından giderken derin izler bıraktı.
Keramet birilerine kızarak ders
vermek değildi öyle sanıldı, keramet zulmeti zulüm bilerek zulme ortak
olmamaktı, yanlış bilenler doğru bilenleri de yaktılar, şimdi yangınlarına
söndürecek su ararken ortak oldukları adamlar su dökeceğine üstlerine benzin
döküyor! Yetişirsek inşallah söndürürüz…
Sabır etmekle, kaybetmek aynı
değildi, ülkemizde nedense her şey yanlış anlaşıldı. Kaybetmek, zarar etmek
elde tutulur bir şeyimizin olmaması kaybetmeyi sürpriz hediye gibi bilmemizden
kaynaklanıyordu bence, sizce?
Hazır olmakla, hazır olanı yıkmak yine aynı değildi, buda yanlış
anlaşıldı. Güzel olanlar yıkılmaya başlayınca her şey yıkanlara değil,
yıkılmasına razı gelenlerin üzerine yıkıldı ve hatta engel olmaya
çalışanlarında üzerine yıkıldı engel olunulması için fazla gayret
göstermedikleri için. Oysa her şey olacağına varırdı, demek ki olacağı buymuş
demekte yanlış olur.
Baş ile taşı birbirinden ayıramayanlar, kafalarına atılan taşlarla
kafaları yarılırken kan akarken, gözlerinden sakın yaş akıtmasınlar. Başı taş
ile karıştıranlar yüzünden hak etmeyenlerinde başı ağrıyor!
Medeniyet dediğimiz zillet değil ki bizlere medeniyet yerine zilleti
yaşatıyorlar. Zilleti, medeniyet diye bazı zavallılara medeniyet diye sunarken
batı, o zavallılar yalaklık yapmaktan, zillet ile medeniyeti birbirinden
ayıramazken, bizden de aynı yalakalığı beklemesinler yanılırlar.
©
Kabiliyetle zafiyeti karıştıranlar, şu anda zafiyet geçirirken,
zafiyetlerini afiyetle yiyorlar yedikçe açlıkları kesileceğine hafriyat içinde
yiyecek ararken, kabiliyetin bir zafiyet olmadığının farkına varırken
pişkinliklerinden yüzleri dahi kızarmıyor!
©
Mehmet Aluç