Birliğe çağırdı, bağlama ile
Şanlı bayrağımda, al Neşet Ertaş!...
Sevgiyi, dostluğu getirdi dile
Gönül peteğinde bal Neşet Ertaş!...
Evrensel sevdalar düşmez dilinden
Bir ömür seslendi gurbet elinden
Çağladı nağmeler sazın telinden
Hüzünlü türküler çal Neşet Ertaş!...
Bir derviş gibiydi gönül dağında
Boynu bükük gül'dü hasret bağında
Dostluğa çalıştı nefret çağında
Sevgi çınarında dal Neşet Ertaş!...
Bozlaklar onunla dile geldiler
Bülbüller yaş döküp gül'e geldiler
Mecnunlar Leyla'ya, çöle geldiler
Gönül sazımızda tel Neşet Ertaş!...
Ölüm şerbetini sundular tasta
'Garip' göçtü diye yastayız yasta
Gönüller yaralı, tarumar, hasta
İçimi ısıtan yel Neşet Ertaş!...
Esti deli rüzgar, devrildi çınar
Suyu akmaz oldu, kurudu pınar
Ses vermez türküler, yürekler yanar
Ne olur geri dön, gel Neşet Ertaş!...
Vuslat kapısının kilidi paslı
Dertlidir mızraplar, gönüller yaslı
Mayası muhabbet, sevgiydi aslı
Gözden dökülen yaş, sel Neşet Ertaş!...
Gönül dağımızı duman bürüdü
Yürek toprağında tohum çürüdü
Kırşehir'e vardı, Hakk'a yürüdü
Barışa uzanan el Neşet Ertaş!...
Dosttan ayrı düşen dostlar ağlasın
Hasret yürekleri yaksın, dağlasın
Sel olsun gözyaşı; aksın, çağlasın
Gönül dağımızda bel Neşet Ertaş!...
M.
NİHAT MALKOÇ