Ölümün hüviyetine takılı aklımın
kancasında
Sevdalı bir mizansen adeta o tutuklu
akıl
Hele ki tutkun mizacı
Kâfir dizelerden uzanan bir yol
Endamlı bir hazan
Belki kazasını kılmak ölümlü günün
Sefasında özveri
Cefasında saklı sırları
Yerin göğün eşlik ettiği
Bir coşku
Kayıtsızlıktan mustarip akıl zinciri.
Sevdalı kalem ve savruk benlik ve şiirin yüreklere serdiği selam ve umut.
Yitimi dünse mevsimin…
İçimi bir hoş seda
Aşkla rehavetin buluştuğu dirlik
zinciri.
Hulasası coşkunun
Kanıksanası nice gölge
Soyut bir sevdanın bozguna uğrattığı
Somut asalet
Nasıl ki saklı yürekte
Vebalı bir imgeden kaçırırken
gözlerini şair.
Ne yetim ne yitim…
Ne tevazu ne hoş görü…
Girdabı yetilerin
Kayıp düşerken ellerinden hayallerin
Vakur bir coşku
Sonsuzluğa delalet
Nice nice izlek
Sırların da hat kâtibi
Devasa kehanet
Gölgesiz sağanaktan mustarip
Bir yıldıza sığınan yaldızlı sevda
Düşüşe geçen rahmette
Arşı alaya çıkan huzur.
Elbet güncesinde şairin
Varsa yoksa hüzün
Ödediği diyetten yoksunken evren
Kayrasında yalnızlığın
Çağırdığı ölüm:
Kifayetsiz ruha son darbe
Azığa alıp maziyi
Yarının izinde
Yağan her dize
Diz’e gelebilse keşke.
Hani firar eden hüviyet
Kanıksanası müebbet
Aslında özgürlük saklı ruhunda
Mısraların
B/içtiği kadar da makbul kabulü
Gergefin her izi düşerken gölgesine
Şüheda düşlerin kabrine ziyaret
Şiir nezdinde hürriyet
Boşanırken sağanak
Külüstür bir araba kadar
Ağır aksak dünün kisvesi.
Şimdi sığındığı bunca rehavet
Anıp aşkı, umudu
Nasıl ki sevdalı hayata
Bazen dibi tutsa da hayallerin
Kabında muğlak bir taşkın
Sonsuzluğa delalet elbet yaşama
arzusu:
Kıymetini bilmese de kâinat
Dönüş yok işte utkundan
Sönen ferinde düşlerin
Yarına açtığı kucakta saklı
Nice dillenmeyen muradı.