İçimden geçmeyen hiçbir hayal yok ki…
İçinden geçtiğim hangi dehlizde
saklıyım?
Belki bir şiirin eşiğinde
Belki eşitliğin rutininde
Bilinmezin kayrasında
Doludizgin bir yemin
Yedi emine verdim ben bir kez
düşlerimi.
Çatırdayan hale ve dolunay:
Meftunuyum yorgunluğun:
Saf tuttuğum safiyet
Bazense kürediğim sefalet.
Göğün ihlalidir benim şiirlerim
Oysaki şair olarak yola çıkmadım ben
Velev ki ısrarlı ve sevdalı
İçimde hala azat edemediğim o sancılı
ferman:
Konuşlu olduğum ne çok zafiyet:
Rahmetiyle arındığım
Ve ırak kaldığım cehennem yolcusu
Mademki kalmadı
Tüneyecek düşlerime
Lades, demenin de mealidir
İçimde geviş getiren her dize.
Koyu gözleri matemin…
Satır arası mağlubiyetim
Kimseler de bilmez hani içimdeki
hasreti
Ve tuşa geldiğim şu sihirli dünyam
Ellerimle ördüğüm kozam
Misafiriydim oysaki yalnızlığın
Bilemedim önceleri yatıya kaldığımı.
Yatır niyetine
Bandığım hayalleri zehirli kehanet
Sırlarla döşeli cennetin yolu
İlla ki de bulmalı umudu
Koymadan noktayı alametifarikası
yılların
Kezzap dökmediğim kadar da
Yandığıma kani şunca zulmün
Kıyısından dönemediğim
Yorgun bulutların
Ufkuna hasretim aşkın
Aşkın noksanlığında
Yaralı sağanak
Taşan göğün kumpanyası.
Varsa yoksa izahı
Beylik bir söylem nazarında hikâyenin
Bir varmış bir yokmuşum madem
Varlığımla kani hasrete
Sonun da rutininde devasa bir rahmet
Aşkın kıyama durduğu yalnızlığım
Minnet etmediğim bir Allah’ın kulu
Yalnızlığıma kefil madem içimde
tükenmeyen nimet.
Yolda çıkmamak adına sefil tınısı
yalnızlığın
Kodaman pasajlar
Aşkı ihya eden de bir titreşim
Elemle ellediğim duvarlar
Etrafıma ördüğüm
Bir de adam boyu rüyalar
Ehli keyif bir hüviyet belki de
İzahı olmayan rotam
Sancılı mevtam, kabrim ve satırlarım.
Doyamadığım hazanla gönülden nikâhlı
Sarkıtı evrenin kayrası yüreğin
Verdiğim mola her satır başı.
Tükendiğime delalet türevi duyguların
Olmasa hayra alamet
Sevdalı mizansen
Ben ki; beylik bir özlemle
Doğurgan yüreğimi tefe koyan nice
zalim
Âlim bildim oysa mevkii olsun olmasın
Yüreğime doladığım her fani.