‘’Sevdiklerin naz makamında iken,
senin niyaz makamında bulunmamış olmandır yaşamak bazen…’’
(Alıntı)
Aşkın bir alıntı olduğunu düşünmüştüm
bazen
Kırağı çalan mevsimin çalıntı
sessizliğinde
İkileme düşen yüreğin tefekkürüydü
Mayalanmış seslerin vuku bulan
Hasretine yüklediğim kelimeler.
Endamlı bir vazgeçiş addedilen zaman
Emir kiplerinde nazına niyazına esir
düştüğüm
Aşk mavisi gözlerinde emanet mevsimin
Çalıntı makamı.
Kıyamdaki her hasret seni
çağrıştırıyor
Aklın iplerinde tutuklu bir kibir
gibi
Elbet yaftalandığım şunca beyanın
Kılcal damarlarında dolaşan asalet
benzeri
Muhafaza ettiğim nem ve hüzün
Göğün kemerli burnunda
Topa tutulduğum kim bilir hangi gün?
Irak benliğin ne yazık ki:
İmansız gölgelerden çaldım ben bu
vakur sessizliği
İman dolu gönlümde
Hazır ol’da sevgi ve hükmettiği
Emir kiplerinden dökülen şık bir veda
Elbet elemin eklentisinde
Mustarip olduğum şu kara mevsim
Gönül dergâhında huzur bulduğum mu
yoksa
Yakalandığım rüzgârın beylik esareti?
Nakşeden her günde sivrilen bir diken
Mevzu bahis dahi olmaz tutkunu
olduğum eksen.
Yâd edilesi her renge düşkünlüğüm
Kıbleme serdiğim yürek gibi
Defolu sözcüklerin bakir gölgesinde
Yuhalanan tümden gelen heyecan
Elbet dur durak bilmeden
Eşlik edecek şiirlere.
Mahzun bir sefalet içime ektiğim
Gözlerimden akan nemin de yok asla
önemi
Devranda sakladığım nice tufan
Elbet sermayesi ömrün
Azat edilmemiş hayallerim.
Şimdi mensur bir hazan göğe kanat
açan
Dünde kalmışlığımla da yok hani
kimseye tek ziyan
Belleğimde de kayıtlı tevekkül
Zıpkın yiyen göğün şerefine
Ölüm dahi güzel sevginin elinden
Yaşamaksa kimi zaman…
Boş ver, gitsin azizim:
Nice hüzün pelesenk olmuş madem
Özrümdür sevgim
Öznemdir şiir
Öykündüğüm asla örüntü olmayan bir
ömür.