Sözcüklerin yorgunluğunu giderebilir
misin?
Hani, yasını tuttuğun şiirin mavisine
k/anıp da
Derlediğin masallara duyduğun
inançla,
Kopabilir misin hayattan?
Tek nefeste içtiğin bilinmezin
Şuur kaybına yanıp,
Bir masal kahramanı olmaya duyduğun
özlemle
Başa da alır mısın hikâyeni?
Delikleri yamadığım bir anda
Yalın seyrinde notaların
İçindeki gazaba her yenik düştüğünde
Göğe sunduğun hasreti
Banıp sefilliğin kör noktasına
Hizaya gelir miydi sence acıların?
Bir maviden ırmak
Sözcükler kadar flu ve yeknesak
Adadığın çırpınışlar
Bir avuç külse muhatabın
Diri heyecanların gölgesine biat
Surelerden ayrı kalamadığın ömrün de
Tırmandığın basamaklarına ereceğin
hidayetin…
Sonrası mı, azizim?
Çıkmadan ruh bedenden
Şavkı masalın debelendiğin şunca köz
Fiilen firar etmesen de trenden
Ait olmadığın her hecede mis saklı
söyle,
Bunca izdiham.
İrisinden yüreğin
Koptu kopacak kıyametin
İçinde salındığın kıyafetin de rengi
mi umurunda?
Söyle, bunca ihanetin çetelesini
tutmaz mı Rabbin?
Aşka hamt ettiğin
Yangın yeri olsa bile mabedin
Tutunduğun o dalda yok mu sanırlar,
Hikmeti İlahi Adaletin?
Bir kör kurşun;
Kimi zaman mızrap
Sözlendiğin güne tutsak asaletin
Gonca gül olmasa da dirayetin
Bilsinler ki yağacaksın sağanak
sağanak.
Yüz görümü bir mektup:
Hani, tahayyülü gizemin.
Sevdalı da bir meczup:
Nasıl ki benzemez fıtratın kimselere.
Aşka ibadetin,
Hani fokurdayan duygular dokunmak
isterken
Saklı durduğun o mizansende
Sanmasınlar ki kimsesizsin.
Geçerken hayattan,
Uğradığın her durak.
Acılar misilleme yaparken yüreğine
Kırmamak adına gökten inen bir vahi
niyetine:
Ne sefilliğin ne de saflığın
Olmasın elbet umurunda kimselerin
Aşkın kıvancıdır yazdığın her şiir
Nöbete durduğun geceden firar ederken
sözcüklerin.
Ve o ki;
Kalp gözünde salınan munis sıcaklık
Elbet kürediğin hakkaniyetine
tanıktır yüce Rabbin.