Düşüncelerimin okyanusunda yüzüyorum. Gezinti yaparken gördüğüm manzaralar, herkesin uğradığı iç içe toplulukların muhabbetle bir arada kucaklaştığı, kafe restoran ve gezi yerlerini yaşanılır yapan çekiciliği, yıldızlar altında bir gecede sahilde yürümenin zevkini yaşarken, aradan geçen bir haftadan sonra hayallere dalarak düşünmenin çekiciliği ile aynıdır bence. Diğerinde canlı canlı şahit olurken, diğerinde duygu ve hislerinle aynı anı yaşayarak yaşamak arasında bir fark yok diyorum.
Kültürel açıdan bilgili olmak için yapılan gezintinin ve aktivitelerin ziyaretin birinci sebebi canlı canlı dokunarak görmek ve hissetmektir. Hayal ederken de duygu ve hislerin yumağına dokunarak hafifi dokunuşlarla hissederek anmanın tesadüf olup olmadığı, özlemle özlerken aynı yerleri, bu defa hayal dünyasında gezerek dokunmadan hissederek gezmek, aynı hazzı vereceğinden ben eminim.
İnsanoğlu sık sık ilginç, heyecanlı olacak ve sürpriz deneyimler yaşamayı çok ister. Bu deneyimlerin bir kısmı doğal çekiciliklerle bizi heyecanlandırırken, bitmesin diye dualar etmişsizdir çoğu zaman. Oysa daha sonrasında haftalar sonra, bir köşede hayale dalarak o günleri anarken, aynı heyecanı ve hazzı duyarız. Bilmem sizler ne dersiniz? Sizlerde benim gibi daha sonrasında aynı hayallere dalarak gezinti yapar mısınız bir köşede?
Bu Koronalı günlerde evimizde kapalı kalırken ben sık sık dalarım hayallere, ah bir alternatifimiz olsa da yine eskisi gibi sokağa çıksak, kısıtlamalar son bulsa da, iyi bir konaklama ve kolay ulaşımı içeren bir konaklama yerinde, doğayla iç içe geçirsek diyenlerdesiniz benim gibi, biliyorum ve hissediyorum, umarım yanılmıyorumdur. Kuşların cıvıltısıyla yeşillikle dolu ormanda, sessizliğin verdiği huzurla, ormanın kokusu, havası, ağaçların muazzam manzarası, yaprakların sesi, rüzgârın serin esintisi ve gizemi, akan şelalenin armoni şarkısının altında, ya da akan berrak bir pınarın başında avuç dolusu soğuk suyu içerken buluşmamız dileğimle, selamlarımla.
Mehmet Aluç