Bir tebessüm yüklendi mevsim
Nifakın sonlandığı bir günün öğretisi
adeta
Sözcükler bulutlu
Ağır aksak kafiyelerin intiharı
Şimdilerde yoksunluğun da olmalı
itirafı
Aşka hükmeden nice yeis
Sarkacı gönlün bol terennüm ekli bir
vazgeçiş…
Hani hicabın doruğunda,
Kanayan imgelerden sarkan o ipe
tırmandığı
Kalemin;
Yetmedi aştığı dağ tepe
Yüreğin eklemlerinde
Varlık kadar efsunlu bir yolculuk
benimki
Elbet aşkın hükümranı
Belki de doğuştan gelen bir zafiyet
Elemle aşkın özlem yüklü imtihanı.
Güne konuşlandı hüzün çaresizce
Geceyi makber belledi afaki çözüm
Şimdilerin infilakı elbet
Gözlerdeki perde
Aşka kazık kakan hangi iblis
Göğü yere batıran mıydı kaprisli
mevsim?
Bir b/atağın güzergâhı
Yoldan geçerken kayıp düştüğüm
O uçurumu gözlerinin
Günü b/ölen hücre hücre.
Kifayetsiz bir bucak
Yetilerin solduğu nice hengâme
Künyemde sadık kaldığım ismim
Aşkın şerefine öfke püskürttüğüm
zalim
İhbar ettim nifakı, azabı
Göğü de boyadım pare pare.
Muhatap olduğum kader
Delinen heybemden sızan
Acı yüklü irin
Köklerime serildiğim
Mahrem gölgemi de ihbarımdır
Her saf tuttuğum izlek
Koyu gözlerinde hicvin
Tutulduğum nasıl bir yorgunluktur,
Rabbim?
Buseler kondurduğum yalın seyrinde
ömrün
Helalimdir her bir şiir
Kanarken sözcüklerim
Zehir olsun varsın ömür
Tevafukun güncesi
Elbet ihbar edildiğim her hüküm.