kırılır
gümüş kanatları annesi ölünce şairin
duası
eksilir gök sofrasında
ilhamı
yara alır can evinden
güneşi
çekilir gönül göğünden
zaman
durur sulusepken gözlerinde
nutku
tutulur annesi ölünce şairin
bir
hüzün eskisi tüner kalbine
kelimeler
anlamını yitirir lügatlerde
mevsimler
zemheriye dönüşür
kozasından
çıkamaz masmavi kelebekler
kalbi
tuz buz olur annesi ölünce şairin
bir
mağara ağzına döner nahif yüreği
hikâye
ikiye bölünür orta yerinden
kulağı
sağır eder miskin suskular
cam kırıklarına karışır can kırıkları
sancıları
oğul verir annesi ölünce şairin
bir
hıçkırık tutar körpe karanfilleri
kalemi
düşer uçurumlarda sınanan şairin
gün
biter gökler kızıla çalarken
oracıkta
yığılıp kalır yılgın umutları
sokak
lambaları söner annesi ölünce şairin
fecrin
tenhasında öksüzlüğü oğul verir
en
parlak yıldızı kayar asumanın
gecenin
tahtına oturur esrik acılar
ağzı
alevler saçar bıraktığı boşluğun
m.
nihat malkoç