Nihayetinde
Bir Şiirlerimiz Kalmalı
Rüzgâr
da esen şiirlerimiz kalmalı kulaklarda
Bir
şiirimiz kalmalı gönüllerde gönlü okşayan
Yalnızlığın
evini darmadağınık o an yok eden
Ayrılıkların
kapısını kapatarak kavuşmaya açan
Nihayetinde
bir şiirlerimiz kalmalı bize ait geride
Ateşe
düşmüş hasretle yanan yüreği söndüren
Sokaklar
dolusu yalnızlığı alıp uçurumlara götüren
Hıçkırıkları
dindiren bir menekşe çiçeği gibi açan
Bir
kurşun gibi ağır gözyaşlarını eliyle silen
Nihayetinde
bir şiirlerimiz kalmalı bize ait sevgide
Kendi
cevherinde elmas parıltısı gibi parlayan
Küçük
küçük dalgalarla hecelerle gönlü saran
Gölgelerin
ardına sinmiş kalmış âşıkları çıkaran
Yıkılmış
gönüldeki harabeleri onaran sarayları kurduran
Nihayetinde
bir şiirlerimiz kalmalı bize ait beride
Bir
Ferideki en güzel bakışıyla yıldızlı gecelerde güldüren
Bütün
ayrılıkların hesabında kaybolurken ayrılığını bitiren
Garip
telaşının fecrinde alevler yakarken alevini söndüren
Çırpınırken
hasretin pençesinde visalle pençeleri kestiren
Nihayetinde
bir şiirlerimiz kalmalı bize ait ömrün gerisinde
Yoksa
daha kaç kere değişmeden ağlayacak gönül
Yoksa
daha kaç kere severken varamayacak gönül
Yoksa
daha kaç kere biterken umutlanmayacak gönül
Yoksa
daha kaç kere yârin gülüşüyle sarılmayacak gönül
Nihayetinde
bir şiirlerimiz kalmalı bize ait bir kerede
Tenha
köşede yârini bekleyenleri yazmalı şiir
Bakışın
gülüşün cennet bahçesinde gezeni yazmalı şiir
Ay
ışığı altında bir çiftin gül kokulu gülüşünü yazmalı şiir
Boş
ufukları dolduran aşkların sıcak busesi ile dolduranı yazmalı şiir
Nihayetinde
bir şiirlerimiz kalmalı bize ait bir gülüşümüzde
Mehmet
Aluç