Tertemiz
Pak Harcından Yoğrulduğumuz Toprağı Betona Tercih Etmemiz!
Anlam
veremiyorum! Sürüklenilmez hayatın peşinden ancak gidilir, istesen de
istemezsen de, hayat insanla kafa bulmaz, zihin açılsın diye egzersiz yaptırır.
Tekrardan denemek tecrübe kazandırmak için çaba sarf ettirir, beceri kazanmak
için, oysa ben kaç defa tecrübe kazandım, benliğim yanlışlarla uçurumun
kenarına her götürdüğünde Rabbimin yardımıyla, alnıma yazdığı kaderle hayat
yoldaşıyla kenara alarak doğru yola sevk etti. Tecrübe kazandım derken,
tekrardan aynı hatalarla binlerce kez aynı yardımla kenara alındım çok şükür
Rabbime. Doğruları, nefsim yalanlarla zihnimi doğruların yanlış olduğunu
söyleyerek, beni ihanete sürüklemedim mi? Sürükledi! Zihnimin çarkları arasına
çomak sokan arzu ve hislerimle parça kırdırttı, Rabbim tarafından binlerce kez
tamir edildi, oysa hayat bir imtihan hala devam ediyor, son nefesime kadar bu
devam edecek.
Hayat bize her şey seni adım atmanla başlar
ve şekillenir derken, gönül perdemi hayata doğru açıyorum, içeriye güneş girsin
gül kokuları girsin, gül kokuları gelmiyorsa hayat bana sen var bahçelere dik
gülümsemelerinle, kokusu etrafı sarsın diyor. Ruhuma benliğim arzularımla
kelepçe taksada, Rabbime duayla niyazda bulunarak çözmesi için yalvarıyorum âmin
demeden çok şükür Rabbim kelepçeleri açtırıyor. Haz alan duygularım haz
vermeyen şeylerin peşinde çıkar ilişkisiyle beni parçalamak isterken, Rabbim
yetişiyor çok şükür.
Betonlaşmayla
her geçen gün artan devasa gökdelenlerin yüksekliği, bizimle güneş ile aramıza
girerken, hala farkında değiliz yeşil olmadan nefes alamayacağımızı! Gökdelenler
ismi gibi kubbeye yakın olsa da delse de, kalbe uzak gökdelenler ve içinde
yaşayanların uzaklığı bizi uzak kalmaya itekliyor… Oysa biz insanoğlu tertemiz
pak harcından yoğrulduğumuz toprağı, betona tercih edip gönülleri gönüllerden
uzak ediyoruz, bunu düşündükçe üzülüyorum!
O kadar derinlere sakladım ki seni sevgilim,
Bir gün oradan çıkıp gelme
Ve çektiğim acıları bana geri verme diye
Derinlere kilitledim seninle birlikte duygularımı da.
Bana acı vermene izin vermeyeceğim
Ama seni sevmekten de bir gün bile vazgeçmeyeceğim asla.(Alıntıdır)
Kâinat ki bizlere mükellef bir sofra, ahiret için bir kazançken, rahmeti taşıyan gönüller rahmetinden habersiz, Âlemlerin Rabbi olan Yüce yüce padişahın, sarayına icabet etmenin kıymetini anlamaktan hala uzaktayız ben gibi biz gibi, yoksa neden Korona ile birbirimizden dün ayrı iken bugün daha da ayrı kalalım?
Oysa dünde bugünde yakın olamamamızın bir cezasıdır
bu… Rahmete koşarken az dursun rahmet şurada, çıkar ilişkime bakayım ev arsa dükkân
alayım kazanayım sonra döner bakarım lazım olursa gönlüme alırım, mantığı bize
hep kaybettirecektir. Bunu ben iç sesimle kendime söylerken sesli düşünüyorum, taş
önce kendi kafama düşsün, sonra sizlerin başına güller yağsın isterim, vesselam,
gidenin de kalanında gönülleri hoş olsun selamlarımla.
Mehmet
Aluç