petrol kuyuları kadar
karanlık bir dünya
uyku saatini geçirmiş
bu vakte düşen ıssızlığım
tütün ve çay
yitik harabelerin
gölgesi düşüyor ruhuma
güneşin ateşi sızıyor gözlerime
dört duvarları yık
zincirleri kır hür fikirlerin esiri
sessizliğimde
bu gece
tan vakti gibi
buğulu ve kızıl
puslu savaşlarda
coşan fırtınayım
kendini isyanların
ötesinde bulan
gençliğimin
bu sonbaharında
kayın ağacı gibiyim
köklerim sağlam ve kadim
bu gece de mutluluğumun
renkleri yine al ve beyaz
rüzgar esen meşale dağ başında
kızıla boyayalım antik toprakları
bir kuşluk vakti
şahlansın gök tufanların ordusu
gün ışığına kutlu umut doğsun
unutmuşlardır deli esen rüzgarı
bouzuki dilinin bağı çözülmüş
oysa ki sana yaşamak daha güzel
mavimsi yüreğimizin
suskunluğuna aldanma
vay haline fırtınası koparsa
ardındaki
ses kalabalığına güvenme
her şeye rağmen
sulh sen en güzel olan
gelirsen tan vaktinde gel ki
su serpilsin alevlenen mahşere…