Yalnızlığın öyküsüydü öykündüğüm renkler ve biriken düşlerin bir sözlükte toplandığı her açıda farklıydı acılar göğe damga vuran ölü kırlangıcın kanında saklı yazdığım son ferman kanıma karışan ruhlardan aşırdığım suçlar gibi kendime yangındım kendime muhalif.

 

 

 

 

 

Düş perisi iken süngüsü düşen

Örttüğüm siyah peçem

Zemherilere düşkünlüğüm

Her gece vakti küstüğüm gani gani sözcükler

Kimi zaman aşkın tarhı

Bir ömür nadasa kalan bedenimden ayrı düştüğüm

Nazı niyazı sevdalı bir hecede saklı rüzgâr

Göl durgunluğunda bir hayata özlem

Narıydı belki de mevsimin dağıttığı

Her dağınık günüme eşlik eden.

 

Sen dili

Meşru bir gölge ve lehçe

Yüreğime bastığım mührü açacak

İşinin ehli bir çilingir

Oysaki çok geç ölüm öncesi girdiğim mezarın

Kayıp mezar taşı

Öncemde saklı feri aşkın

Dünümde sakit olsa olsa satırların na’şı

Bir gök kubbe ki soytarı satırların

Güzergâhı

Sondan başa saydığım sedeften tahtında yılların

Hala başa aldığım bir masal ki

Sonu Allah katında saklı.

 

Düşler ektiğim

Dümenine geçen her mevsimde ayrı ayrı

Kırmaksa dümeni

Rotasında azgın dalgalar

Gün yüzüne çıkmamış sırlar

Haşmetli bir yürek ki

Kürediğim her heceden başladığım şarkı

İsyanı olmayan bir yolculuk

Ne de inkârı olan

Edindiğim izlenimle

Kendime kendimden çoksa eziyet eden

Her halükarda başımın tacı.

 

Aşkın ilahı ve de

Verip veriştiren cümleleri

Bir kitap nazarında dökülen heceler içimden

Kekeleyen evrenin de vardı belli ki maruzatı

Bir tünediğim bir kürediğim

Bir küsüp bir barıştığım aşkın saltanatı

Hala nasıl oluyor da hükmeden?

 

Sözcüklerim peksimet tadında

Yaşlı, yaslı yollardan arda kalan

Ayak izleri

Ölümüne seven

Dirayeti sınanan bir âşık

Yolda kalan maşuk kadar mı ısrarlıydı yoksa?

 

İzdihamı bilinmezin

Gölgesine rest çeken minvalde

Feleğin kıskacı rüyalara dahi müdahale eden

Bir reverans idi madem ölüm

Köhne bir hecede mi takılıydı aklım?

Fermandan önce

Feri söndü mü bir kez

Fevri bir rüzgârın silip süpürdüğü şu zeminde

Kaykılan kendi halinde bir hece olsa olsa

Aşkla kuşanan belimde

Devasa bir tüfek

Iskaladıkça özlemi varmadan menzile

En çok da her kendine

Yenik düştüğünde.

 


( Yalnızlığın Öyküsü... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu