Düş kesikleri akan damarlarımdan
firar eden kıvılcımlar bir avazda doğmak ve ölmek kayıtlı fıtratımda lanetin
döngüsü ve insanların iç yüzü.
Sözcüklerin altına koyduğum takoz
Hurra rüzgâr lades, dediğim oynak
bulutlar
Bir mabedin iz düşümü sözüm ona
Yalnızlık kırağı çalan
Zil takıp oynayan zebani ve müdavimi
izbelerin
Önü tıklım tıklım
Aklın katlarında konmuş ölü kuşlar
Mevsimin idamesi sözüm ona
Ne ket vurur yıllar coşkuma
Ne kahrolurum yalnızlığımla, sevgili.
Barut kokan anılar
Anda soluk bir çiçek
Bazen uluyan sefil bir köpek
Belki de artı parantezde saklı durur
isyanım
Sözcüklerim kabarır yürek misali
Öykündüğüm ne aşktır ne mutluluk.
Bir diri bulut
Bir dingin yürek
Vaveylası ölümün
Sarkacıdır imlerin
Tevekkül yüklendiğim doğamda saklı
Izbandut ve matbu ruhlar
Kefesi densiz dengesiz
Kefeni olsa da olmasa da serildiğim
düzlem.
Ayyuka çıkan hıçkırık
Tık nefes rüzgâr
Ve işte bağladı yeniden sağanak.
Göğün kıraçları
Aşkın yamaçları
Senle ya de sensiz
Aşkın izafi bulutları tepemde
Ulu bir mimari
Ermekse nihayete
Kimin umurunda sanırsın ki t/aşkın
beyitlerim?
Sözcük doğrar kan içinde yığılır
imgelerim
Bir hattat titizliğinde sevdiğim ömür
Kaynakçam İlahi yolda sır bildiğim
Zemherilerde s/alındığım her minval
Varsa yoksa mazimde saklı metruk
heceler
Bilediğim her şiirde parmaklarım
titrer
Hece hece yana yakıla kaykıldığım
Bir maruzat belki de
Ömrü ithaf ettiğim
Bir resim gibi
Serildiğim şu boş hükümlerde
Geçendir hüznüm
Tutanaklara.
Tekil bir z/afiyet
Aşkı çemkiren bir kurşun gibi seken
İçimde yerli yersiz
Dengi olmayan bir kör döğüş
Mağlup gelen ve galibi
Aynı karede saklı
Bilinmezin indinde
Savrulduğum tekdüze bir hece işte
Gülümsediğim kadar saklı tuttuğum
Umudum
Varsın damga vursun son nefesime.