M. NİHAT MALKOÇ
Cemal Akyıldız 1932 senesinde
Trabzon'un Of ilçesinde dünyaya gelmişti. Resme ilgi duyması ilkokul evveline
dayanır. Yani o, yazı yazmayı öğrenmeden önce resim çizmeye başlamıştır. Orta
ve liseden sonra 1949'da, sanatın merkezi sayılan İstanbul'a gelerek Güzel Sanatlar Fakültesine devam etmiştir.
Türkiye'nin en büyük ressamlarından İbrahim Çallı ve Hikmet Onat'tan dersler
almıştır. Akademik eğitimini yarıda bırakarak İstanbul'da kendi atölyesini
kurmuştur. O, Babıali'ye girdiğinde henüz 18 yaşında genç bir delikanlıydı.
Merhum Cemal Akyıldız, sanatı
hayatının tam da merkezine yerleştirmişti. Sanat onun aldığı nefes, içtiği su
gibiydi. Buna, bir yaşam tarzı da demek mümkündür. Onun sanat hayatıyla ilgili
şu sözleri yaşamına ışık tutmaktadır: "Yazıdan önce resmi öğrendim. Okula
başladığımda resim çiziyordum. Hatta okula başlamadan mahallemizdeki çocuklar
ev ödevlerini bana çizdirirlerdi. Bu bir Allah vergisi, bir yetenektir. Okulda
en sevdiğim ders resim dersiydi. Ortaokul ve lisedeki hocalarımızın bana
benimsettiği klasik resmi çizen tarihî büyük ressamların atölyelerine gidip
tahsilime böyle devam ettim. Akademiye de gitti desinler diye gittim. Yoksa ben
dışarıdan kendi seçtiğim, benimsediğim hocalardan ders alarak Babıâli'ye
geldim. Ve Babıâli'de resim ve yazı ile ilgili çalışmalarıma devam ettim."
Cemal Akyıldız, sanat eğitiminde
mektepten çok haz almadığı için alaylı olmayı tercih etmiş, birçok önemli
sanatçının atölyesinde gönüllü çıraklık yapmıştır. O, sanatın inceliklerini
ustalarının dizi dibinde öğrenmiştir. Çizimi gelişince önce kitap kapakları,
daha sonra sinema afişleri ve kitap içi resimleri çizmiştir. Hayatı boyunca
başta romanlar olmak üzere, iki binin üzerinde kitap kapağı çizmiştir. Daha
sonra hat sanatına ilgi duyarak bu alanda da çalışmıştır.
Merhum Cemal Akyıldız, gravür
sanatının son büyük temsilcilerinden biriydi. Son dönemlerde bu sahada parmakla
gösterilecek bir isim konumuna gelmişti. Başta Atatürk olmak üzere, birçok
tarihî şahsiyetin portrelerini çizmiştir. Bunlar arasında Atatürk'le ilgili
olanlara ayrı bir bahis açmak gerekir. Zira o, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
portrelerini büyük bir keyifle ve özenle çizmişti. Bunları diğerlerinden çok
farklı ve değerli tutmuş, arşivinde özenle saklamıştı. Çünkü onun tarihi
şahsiyetlere derin bir saygısı ve sevgisi vardı. Onun Atatürk'le ilgili çizdiği
portrelerin sayısı 25'in üzerindedir. Bunlardan en unutulmazı, uzun yıllar
boyunca okul karnelerinin üzerinde yer almıştır. Birçok insan okul karneleriyle
birlikte bu unutulmaz Atatürk portresini de evlerinin en mutena köşelerinde
saklamaktadır.
Bundan üç sene evvel Cemal Ağabey,
Trabzon İMKB Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi'ne gelmişti. Kendisiyle çay kahve
eşliğinde sanat üzerine muhabbet etmiştik. O zamanki okulumuzun müdürü Lütfüye
Kul beni kendisine tanıtmış, şiir yazdığımı, birçok edebî yarışmada ödüller
kazandığımı kendisine söylemişti. Bu durumdan fevkalâde memnun olmuş, beni
tebrik ve takdir etmişti. Gravürlerinin yer aldığı kitabı imzalayıp bize
vermişti.
Gravür sanatının son
temsilcilerinden Cemal Akyıldız, yetmiş yılı aşkın, uzun bir sanat hayatı
sürdürmüştü. Bu süre içinde 200'ün üzerinde resim ve gravür sergisi açmış,
sanat severlerin ilgisine sunmuştu. Sulu boya, yağlı boya demeden hemen her
tarzda çalışmıştı.
Bâbüsselâm, Gümrük Hanı, Galata
Kulesi, Ayasofya Camii, Kız Kulesi,
Erzurum Çifte Minareli Medrese, Trabzon Kostakî Konağı, İstanbul Valiliği, Beyazıt
Kulesi, Erzurum Kongre Binası, İzmir Saat Kulesi, Trabzon İskender Paşa
Camii, Atatürk Köşkü gibi birçok tarihî mekân onun kaleminde hayat
bulmuştu. O, 2000 yılında Atatürk ve Kurtuluş Savaşı'nın belgeselini çizmek
için Cumhurbaşkanlığı ressamlığına seçilme onurunu yaşamıştır.
Sekiz aydan beri insanları evlerine
hapseden korona illeti, sevilen simaları bir bir koparıyor hayattan. Bunlardan
biri de ne yazık ki usta ressam ve gravürcü Cemal Akyıldız oldu. 88 yaşındaki Akyıldız,
21 Kasım 2020 tarihinde, uzun süreden beri ikamet ettiği ve taşına toprağına
adeta âşık olduğu İstanbul'da hayatını kaybetti. Böylece sanat göğünden bir
parlak yıldız daha kaydı. Bir hafta sonra da eşi vefat etti. Allah cümlesine rahmet
eylesin.