Yaşamlar dikiyordum kalemle
Arada elime batan ucu yüreğin
Sabit bir katsayı değildim hem
Mütemadiyen kademe atlayan bir memur
yüreği
Geçit veren vermeyen ne çok engebe
Sözcüklerdi ipliğim
Yürekse dikiş iğnem
Arada kanayan imgelerin tefekkürü
Yaşamla aramda kalın bir çizgi.
Güçlüydüm çok hem de
Çelimsiz gözükse de m/eziyetlerim
Haddinden fazla dürüst ve müşküle
düşen
Başımı eğmediğim her dem
Elbet Allah katında kıldan ince
Ruhumla süpürdüğüm çöpler
Hayat denen teranede
Tam takır kuru bakır kimi gönül
Gönül koymadan sevmekti en güzeli.
Bir hutbe idi serildiğim
Hatmi çiçeği kadar sevecen
Bir yürek ikliminden taşan nice hece
Kekelemeden sevdim mi hem kendimce.
İnancına sadık bir kuldan öte
Küle dönse ömür ne ki?
Kul hakkı yemeden yaşamanın bedeli
Olsa da acı ve ihanet
Kimse cebelleşen
Korkum da yoktu kimselerden.
Kendime düşkün belki uzak
Kim zaman kaderin kurduğu nice tuzak
Bakiyesi yetmiyordu kimi zaman
hayatın
Umudu saklı tutan bir kör hece
Yetilerimden taşan
Yetim sözcüklerim
Dağlar tepeler aşan gönül sesim ve
gözüm
Görünenden çok öte
Gördükleri neydi hem bunca insanın
ezelden?
Kör gözlere sunduğum bir alfabe
Laf cambazı değildim ama çenebaz
Sözcüklerim ne yamalı ne yalan
Hayal gücüne tutsak bir kelamsa
Mezarıma gidene kadar
Yalın seyrinde ömrün
Karambole düştükçe günbegün
Vardı ya da yok izahı
Semiren gün değil
Sönen ufkun rüyasına denk düşen
Bir hicaz makamı şarkı gibi
Debelendiğim notalardan payıma düşen
Sazlı sözlü bir roman olsaydı keşke
hayatım.
Gülmekle iştigal gülümseten
Hüzün çeşmesine dayamışken ağzımı
Kaderin de sunumu başım gözüm üstüne
Yaratılan her fani gibi razı
gelmişken kaderime
Zuhur eden ansızın o umut zerresi
Nakşeden hüzün deryası
Savruk ruhumun asılı kaldığı bir
kanca belki de
Meali aşk ve hüzün varlığın
Saklı tuttuğum nice m/eziyet
Elbet bilinmezin şiarı
Bilindik neyse daldım gitti derinlere
Şiirdi rüzgârım
Şirin bir gülümseme takılı
Şimdiden yırttım ya kefeni
Kalem de şiirler de beklemede
Beklediğim kadar ruhun firarı
Aç gözlü bir sevgi arsızı.