Sebebiyeti Sonlandıracak Olan Neticedir Hatice Değil.
Sebebiyeti Sonlandıracak Olan Neticedir Hatice Değil!
Yaşadığım bu dünya his ve duygular hayaller bana münhasır
diye bilmedim bize ait bildim de sarıldım. Nasıl bana münhasır bilebilirdim o
bilen edepsizler insanlığından soyunmuş çıplak kalmış utanmazlar gibi
bilebilirdim ki? Babamızdan atamızdan kalmışsa daha güzelini yaşatmak için
kalmıştır ve kendime münhasır ve bize münhasır olamaz! Oysa nasılda bize
münhasırmış gibi, istediğimiz yapmakta kendimizi haklı sanarak ipinden kopmuş
deli danalar gibi, her yöne her insana çarparak dolaşıyor ve çarpıyor ve
çarparken de hissizliğin daniskasını yaşayarak özür dahi dilemiyoruz!
Kalıcı olan neydi, diye düşünüyorum, herkese böylesine
çarparak yıkarak yaşamak mı? Olamazdı! Yıkık viraneler arasında kalma ihtimalim,
yüzde elliydi! Üzerine çektiğim siyah perdeler gerçeği saklarken, bende
karanlıkta kayboluyordum o halde yüzde elli bir oranla o siyah perdeyi
kaldırarak az aralayarak az da kendimi frenleyerek yaşamam, biraz daha az
hasarla yaşamama sebebiyet verecekti. Sebebiyet bir şeye, bir olaya sebep olma,
yol açmak ise ki böyle, bunu kapatmakta
bir sebebiyettir kısacası neticeye etki etmektirSebebiyet istemeden de olsa,
isteyerek karşısında buna engel olmak neticedir, sona erdirmektir, ölüm gibi değil,
ölüm gibi ötelere taşımak değil, yaşanılır bir dünyanın kalması adına engel
olmaktır. Kelamın yakınlığı ortaya çıkardığı çok seslilik nasıl anlamı böylesine
uyumla çağrıştırıyorsa bizlerde yaşarken insanlarla aramızdaki ilişkilerde
anlamla mutluluğu çağırırken, mutsuzluğu çağıranların, gözlerine mutsuzluğu
sokarak bir ömür yaşaması için çaba sarf etmeliyiz ki öylesine yıkıcı değil,
lakin onların hareketinden daha etkili olmalı ki bir bu etki o sebebiyetlerine
neticeli bir anlam katsın… Yoksa el elin kuzusunu türkü çağırarak arar gibi
olur ki fayda etmez netice vermez. Sebebiyeti sonlandıracak olan neticedir
Hatice değil!
Dün netten bir film izlerken Alice Harikalar diyarına atıfta
bulunarak fark edemediğim bir ayrıntıya dikkat çekti! Neydi bu? Şaşırtıcıydı!
“Alice harikalar
diyarında sendromu, vücut ve cisim algısında meydana gelen bozulmaların
gözlemlendiği bir sendromdur. Bu sendroma sahip kişiler, nesneleri olduğundan
daha büyük veya daha küçük şekilde, olduklarından daha uzak ya da daha yakın
algılayabilirler ve işitsel bozukluklar yaşayabilirler. En sık görülen belirti
vücut algısının bozulmasıdır. Kişi vücudunun herhangi bir bölümünü olduğundan farklı boyutta veya şekilde
algılar. Zaman algısında da bozulmalar tespit edilmiştir. Bu
rahatsızlığa yakalanan bireylerde çoğu zaman, fiziksel olarak daha küçük ya da
fiziksel olarak çevreye kıyasla daha büyük olma algısı boy gösterebilir”
Öyle ise çoğumuz
bu şekilde hastayız ve bunu bilen doktorlar neden bir çare sunmuyor
araştırtmıyor? Bunca zulümle koşanları sömürenleri alıp ta bir odaya kapatarak
buna bir çözüm sunmuyorlar acaba? Neden karşımızdakini küçük kendimizi büyük
kocaman görüyoruz atın böylesi bizleri bizi daha küçük gösteren aynalı odaya
tıkayın, bu benim düşüncem saçmada gelse sebebiyet vermeye koşanları bir netice
ile frenlemek adına bir adım olmaz mı acaba? Bir önsezi ön görü olamaz mı?
Düşünmek adım atmak için bir adımda bu bir adım değil midir? Buna engel olan
nedir? Hırsımızla onu hırsını birleştirerek bir an önce yıkmak altında kalmak
mı? Bu hırsla güçlü sandığımız âcizin parasıyla, kâğıt denilen resimli boyalı
para denilen kâğıtları, bir gün dünya diye yaşanılır bir yer kalmayınca aç
karnına çiğneyerek yemek için mi? Durun daha öngörüye giriş yapmadan nasıl son
görü olabilir mi ki? Mümkün değil! Kapıyı açmadan dışarıya çıkılmaz. Pencereler
demirden kırarsak odanın binanın şekli bozulur, bu çıkmak değil yıkmak olur. Bu
basbayağı adice tutarsızlık, bunun neresinden tutacağız ki kıçından mı? Elimiz
delikten içeriye girme ihtimali sizce kaçta kaçtır? Uzun mu oldu isterseniz az
ara verelim düşünceleri bir harmanlayalım samandan arpayı ayıralım, arpa
buğdayı nimet diye, samanı da hayvanlara yem olarak ayıralım devam ederiz ne
dersiniz?
Mehmet Aluç
(
Sebebiyeti Sonlandıracak Olan Neticedir Hatice Değil. başlıklı yazı
kul mehmet tarafından
16.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.