ÖN SÖZ:
Sevgili Aslıhan Hanım arkadaşımın son
yazdığı şiiri o kadar çok sevdim ki ve içimdeki bulutlardan üç beş damla düştü
sayfaya ve yürek seslerinde bir araya geldiğim değerli hocalarıma ve kalem
dostlarıma çok teşekkür ediyorum.
Bu güzel ve dostane değerli Edebiyat
Evi’min bir ferdi olmaktan dolayı onur ve mutluluk duyuyorum.
İnancın ve sevginin ve dostluğun ve
de edebiyatın birleştirici bu duygu yoğunluğunda hayatı güzel ve daha da
yaşanır kılan herkesi tüm saygımla selamlıyorum.
Çok değerli Edebiyat Evi Ailem:
varlığınız varlığımız daim olsun.
Düşler g/ören bir kâhinse şiir neye
namzet olmalı öyküsü mevsimin? Hem mevsimde saklı hüzün hem hüzünde saklı sesi
şiirin ve yıldızlara küsen iklim gibi güneşin peyda olduğu her yeni gün belki
de gün yüzlü hikâyeler yazmak üzere yola düştü şiir: şiirden öte içselleşen her
duygu ve özlemi yâd eden bir tebessümde saklı iken umudun küfesinde kâh hoyrat rüzgâr
kâh heceler ıslıklanan bir ömür ve şaibeli gölgelerden alabildiğine uzak, şiir
düşmüşken peşine hayatın en çok da umuda dair bir söylenceden payına düşen…
Çıtası yüksekti yarınların
Bazen çizmeyi aşan acılar
Kul olmanın aşıldığı değil
Hayatın eşildiği ve külünden doğan
bulutlar.
Kül rengi gölgeler
Kulluk olmak da kolay değil hani
Nefsini öldüren
Küfesinde külü dünün
Yarınları biçmek adına
İçine çektiği her duyguyu satırlara
yığan
En çok da cazip bir gülümsemeden
Payına düşen şiirin.
Tefe konan şairin ıssızlığına
El ayak çekilip de sarıldığı kalemine
ve Mevla’sına
Layık olmaksa şiarı
Dünde kaldı elbet yüreğin çılgın
firarı.
Öykündüğümüz ne başkası ne öncesi
Yarınların meali elbet umudun teknesi
Tekkesi şiirse rüzgârın
Ruhun firarında rastlaştığı nice acı
ve Rabbi
Mihenk taşı belki de günün
Seyrüseferi hayli meşakkatli bir yası
donduran
Gözlerinde hayatın
Aşkı da şiirlere yakıştıran
Dünyanın derdi tasası ne ki?
Dünyayı içine çekmedikten sonra?
Yorgun muallim
Yangın yeri şehrin elbet külliyesi
sevginin
Nabzı duran bir şiirse ansızın
Nezdinde hayatın boca ettiği ilhamın
Güncesi elbet:
Şiirin giydiği esvap
Şairin mintanı ne soluk ne silik
Etekleri zil çalan kimi zaman
Bazense ağır heybesi
İçi tıklım tıklım şiirle dolan.
En çok da gözleri
Ağıtlar yaktığı dününü unutan
Yorgun kuşların eşlik ettiği bir
nefer gibi
Ayyuka çıkan arayışı
İçinde saklı bunca yıldızı
Bir bir göğe serpen bir bedevi misali.
Kopçası koptukça günün
Takılı aklı ve ruhu göğün de muradı
Dillenen şairle
Dilediğini yazan sonra unutan
Belki de en çok içindeki çocuğu
uyutan.
Bir vakit düşüp yola pervasızca
En çok sevdiği sabahın ezanı yüreğini
ısıtırken usulca
Günü bölen beş vakit
Adeta her ezan sesi Rabbine ulaşan
bir akit
Sevgiyle dokunduğu her varlık
Yalnızlık ne ki sevdikten sonra?
Şiarı hüzünse günü b/ölen
Yarının özlemi ise küfesinden taşan
Dünse hayatın mimarisi
En çok öykündüğü
Belki de ölümsüzlüğe kanat açan fevri
sesi yüreğin
Küçücük olsa da içinde saklı vaveyla
Büyük olan sadece uzandığı umut ve yenidünya.
Eskisine şık bir özlem kimi zaman
Yeri geldi mi içi sevinçle dolan
Belki de kazasını kılmaya müsait nice
namaz
Ezkaza unutulduğu kadar hayatın bir
ucunda
En çok da tutunmak yarınlara.
Sair vakit ıssızlığın meşru
Yüreklerinse huşu dolduğu
Her b/akış her serzeniş
İçine akıttığı her yaş
Ne mutlu ki Rabbinden armağan
Nameler s/üzülen sair zaman
Andıkça sevgiyi umurunda değil kimse
ardından haykıran.
Hayatın meali sevgiden
Dününse közü özünden geçen
İçi dışı bir olmalı madem insanın
Sadık her duyguya evrene
Şiarı ne ise andığı kadar ömrü
sevgiyle…