Hüzün bohçamda saklı kilitli
çekmeceler üstelik rengi olmayan bir hüzün, düşlerin sarmalında gerçeklere
yenik düşen her biri her biri.
İniltili bir köşede
Suskun namelerden örülü birkaç güfte
Mevsimden firar eden nicesi
Reçinesi ölü mısralarda can bulan
Ah, o düş beldesi.
Sözcükler, semiren
Yarım ağız bir gülümseme
Meyleden koca ömre
Oysaki tek saniyede saklı günce
Üstelik kemirdikçe içimi acılar
Katların yıkıldığı bir evren
Git gide gömülen derine
Derinlerden yüzeye çıkacakmışçasına
içimdeki
Taşkın nehir.
Öykündüğüm ölü nakkaş
Seziler rakkasesi yarınların
Balta girmemiş duygulardan
Uzanıp sap olmaksa kayıp baltaya
Serpilen saçlarına yargıların
Sevgi nihai tesellisi şairin
Bir zümre bir hudut
Bir rakam bir bulut
Dokumaksa anbean
Dokunmadan seven tek insan
Elbet şiarı yangının
Hani, dündeki kayıp o kıvılcım
Ruhu da katık etti içindeki ateşe.
Bir rakımsa umut
Dokunmak ufka
Koyu gözlerine döktüğüm hece hece
Bulutlarda süregelen bir
hayatmışçasına
Perdeli gözlerinde yalnızlığın
Pervasız bir aşk ile karmak özlemi
Yapışkan hangi duyguysa
Eveleyip gevelemeden sadece sevmek
Sadece özgür kılmak içten geçeni.