coşkulu akan ırmaklarca çağıldasın
ıssız eteklerinden uçup gitsin son turnalar
kırlangıçların kanadından melekler üşüşsün evlere
her akşamın gurubunda yeni baştan pervaneler yansın
alevi alınmış ateşlere dönüşsün gözyaşları
yüceler yad olsun
uyuyan kalplere girsin hikmetin her çeşidi
met -cezirleri kaplasın masivaları
kanatları kırılmış kuşların umutları büyüsün
tarladaki başakların bükülsün başları
kör kuyularda ki yusufların kervanları geçsin ikindilerde
gökleri kanayan ülkelerde toplansın ebabiller birer ikişer
muştular bıraksınlar diyar diyar en cömert hediyelerden
civanmertler küheylan sırtında kanatlansın burak misali
memleketinin yamaçlarında açan en nadide çiçek olsun ezo gelinler
zamanlara aksın aydınlığıyla doğan güneş
acıları sevince boğacak ışıklar göndersin
düşsün çoban çeşmesine aydınlık yollar
süzülen ışıltılar yıkasın şehrin günahlarını bir bir
arınsın cevherlerinden akşamlar, sabahlar
sersefil mahmurlukların istilasından kurtulsun geceler
lambasız odalarda dolunaya bürünsün yoksulluk,
zifiri karanlığında hücreleri aydınlansın yıldızların
infazını bekleyen kırmızı karanfiller
kaldırsın yüzlerini
ipeksi kaldırımlarda bayram safları tutulsun tek tek
güneş ışığına aç sabahların hasretleri bitsin artık
siyah perdelerini kapatan ruhlara meltemler rüzgarlarını
sersin
bengisu pınarlarından içilsin bin bir tat şerbetler
hatırası kora dönüşsün
tutup ellerinden sevinçlerin
çoğaldıkça çoğalsın tezahürleri
ötelerden müjdelenen bir alev ki yaksın ruhu
tenha sokaklarda uyuyan yalnızlık uyansın
bir zeytin tanesiyle aynı boğaza düğümlensin heyecanlar
aynı düğüme bağlansın nefesin denklemleri
söylesin aşk şarkısını cennet kokan çocuklar
melekler yaksın gönül kandilini
pasını temizlesinler desenli nurlarla
fecirden başlayarak ta güneş batıncaya kadar
sevda seherinde aşk rüyasına dönüşsün
açsın gönül papatyalarının
sarısı
gül dallarından dökülsün yapraklar renk renk
esenlik serpilsin murada duranların sinesine
ebedi ferahlığa adanmış
ne söylendiyse güzellik üstüne
güzellik adına ne bestelendiyse
redfer