Berat Gecesi Hakkında Monolog Röportaj… Zorlama Yoktur Gönülden Gelen Çoktur.

 

-Sevgili okuyucularımız bugün Berat gecesi. Günahlardan kurtuluşla beratını alarak kurtulmaya vesile olan bu mübarek gece hakkında, fazla bilgi almamız için Kul Mehmet konuğumuz. Sayın Kul Mehmet hoş geldiniz. Bize Bu mübarek gece hakkında neler söylersiniz.

-Öncelikle hoş bulduk, beni bu davetle davet ettiğiniz için teşekkürler eder cümlemizin ve İslam âleminin berat gecesi, mübarek olsun ve beratını alarak günahından ayrılmış olarak berat edenlerden eylesin Rabbim, âmin. Günahlardan kurtulmaya vesile olan Şaban ayının on beşinci gecesine de Berat gecesi denir. Ali b. Ebî Tâlib’ten (r.a.) rivayet edildiğine göre Resulullâh şöyle buyurmuştur:


“Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman o gece ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü (on beşinci günü) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah dünyaya en yakın göğe rahmeti ile tecelli eder, (o andan) fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu? Ona mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu? Onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) müptela olan yok mu? Ona afiyet vereyim (Beladan kurtarayım) Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu? (Onlara da istediğini vereyim),’ buyurur.” (İbn Mâce, İkâmet, 191)


Ebû Musa el-Eş’arî’den nakledildiğine göre Resûlullâh şöyle buyurmuştur:


“Şüphesiz Allah, Şaban ayının on beşinci gecesi (kullarına rahmetle) bakar ve herkese mağfiret eder. Fakat kendisine şirk koşana veya kindarlara mağfiret etmez.” (İbn Mâce, İkâmet, 191)


-Bu mübarek geceler, kulun günahından kurtuluşuna vesiledir. Yüce Mevla kulunu çok sever bundan şüphe duyulmaz, sözü dahi edilmez. Mevla’mızı biliriz, güldüren de o’dur küçük mutluluklarla, ağlatan da güldürende o’dur, içimizdeki kocaman yangınları söndürende o’dur, an gelir bize bir el uzanmaz imtihanımızdan dolayı, Rabbimiz bir elin uzanmasını bekler uzanmayınca, anında el uzatandır. Sıkıntı ve ezadan dolayı gönlümüze bir kıvılcım düşer yangın olur, yine söndüren için bir kulunu bekler ki söndürsün, söndüren olmaz yine Mevla’m söndürür. Gün gelir maviliklerle duru deniz gibi yarınları bulmak hayaliyle yola çıkarsın, önüne engel koyanlar çıkar, bekler Rabbimiz bir kul yetişsin engeli beraber kaldırmak için, kimse gelmez Rabbim yetişir engelleri kaldırır. Rabbimiz kul için olmazı oldurtur “kün” “”ol” deyince yaratır verir kuluna, olmazı oldurtur diriden ölü, ölüden diriyi çıkarır yaratır Rabbimiz Rahmeti keremi lütfü ihsanı keremi Mutlak güç ve kudretiyle… Gönüllerde çığlıklar birikir, çıkarır alır, çığlık bırakanları cehennem ateşinde narında yakar… İşte sancılar çıkarmak için gezenleri bırakmaları için mühlet verir, dönmezse bu yolunda En dayanılmaz sancılara gebe sonsuzluk içinde ahrette cehennem ateşinin hiç sönmeyen çemberinden geçirtir… Bizlere sanki söyle seslenir. Gel ey sevgili kulum gel kapıma gel, bu kapı senindir, gel de nasıl istersen öyle gel. Gönlünü kaplayan günahlarınla gel, kul hakkı hariç istediğimi af ederim, yaranla gel ben sararım, derdinle gel derman olayım. Acizliğini bil büyüklüğümü bil de gel kapıma. Ey kulum sen bana mecbursun, kaçma benden gel yanıma, benden kaçtıkça büyüyor kanıyor yaran, at bir adım gel bana, diyen Rabbimizin kullarıyız böyle gecelerde bize fırsat sunan Rabbimizin huzurunda olalım, bunca verdiğine karşı, itaat şükür, gönülde insan kadri kıymetini bilmemizi istiyor cenneti karşılığında. Bunu duymayarak değer vermeyenlere Rabbim mühlet veriyor gelmezse de karşılığını ne ise onu veriyor. Yoluna girmek için gece gündüz çalışmayana ne versin Rabbim? Kaçana ne versin Rabbim? Yıkana ne versin Rabbim? Elbette ki cennetini vermez Rabbim. İdrakle aşkın Rabbin büyüklüğünü bilmek için gönlün kendi acizliğini aşkla bilmesi gereklidir. Bak âleme her yer Rabbimizden gelen aşkla dolu. Âlemi Âlemlere Rahmet Peygamberin aşkıyla yarattı. Gönlünü kapalı değil açık tutmalısın ki böylesi gecelerden feyiz bereket alasın, kapalı tutana bu mübarek gecelerin ne faydası olur,? Rabbim gönül kapısını kapatana ne yapsın? Zaten aç diye her gün beş vakit ezanları okuturken… Hayat papatyalarla ekilmiş yollar değildir, dikenlidir taşlıdır, sen papatyaları ekmek için dikenleri taşları temizleyecek ve ekeceksin kulluğun yerine getirerek dünyayı çiçek tarlasına çeviresin.

-Maşallah Kul Mehmet kardeşim öylesine güzel anlattınız ki, ben daha önce böyle bilsem de böyle geniş belki idrak edemezdim.

-Rabbim idrak edenlerden bu gecenin feyzine bereketine beratını alanlardan eylesin bizleri, âmin.

-Âmin kardeşim âmin. Cümle İslam âlemi ve bizlerin Berat gecesi mübarek olsun, âmin.

Mehmet Aluç

 

Berat Gecesi Varken...

Bugün berat gecesi varken ey nefsim ne kaçarsın

Sen kendini benime söyler misin böyle ne sanırsın

Görmeyensin hep kaçansın bari bu gece kaçma

Sen bu geceyi kendi aklınla söyle ne sanırsın yatma

Zaten sen kaçtıkça beni kaçırdıkça hep yanılırsın

Gel hak huzurunda beratımızı alalım açılırsın

Açan güller gibi hakkın nuruyla kokar saçılırsın

 

Mehmet Aluç

( Berat Gecesi Hakkında Monolog Röportaj. başlıklı yazı kul mehmet tarafından 27.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu