Matemimle ağırla beni, evren yetmedi
hüzün serp içimdeki mayaya ve yoğur acının hamurunu azıcık daha kabarsın
yüreğin harcı ve korkak alıştırma elini yetmedi…
Kır kalemimi kırılan yüreğimin
yanında kırılganlığımı yok say belki de kırdığım binlerce potun yanında say ki,
kıramadığım bir puttu içimdeki yaslı lahit ve evraka, demeyi özlediğim günlerin
hatırına…
Sar beni yalnızlığın lakayt
sessizliğine
Eşlik eden yaşımın derin haznesinde
Yandığım kadar aşkın merhalesinde
Yazamadıklarımı hoş gör
Ve sen tamamla yazmadığım neyse.
Kalemim ki kale bildiğim…
Aşkın revnak hecesi
Koynumda saklı bir kâinat bellediğim
Yazmaya âşık bir neferiyim ben bu
sevdalı gezegenin
Her ne kadar boykot etsem de içimdeki
rüzgârı
Estiğim kadar mutluyum
Esemediğimse illa ki eşref saati
hüznümün
Göğe kondurduğum bir tebessüm belki
de.
Hala kıramadığım zincirlerime aldırma
sen
Aslında aldanmaz değilim ben
Aldandığım elbet içimdeki pervasız
çocuk
Bazen ölü bazen müphem bir canlı
Kayrasında ömrün
Bir meddücezir ki
Varsa yoksa yazamadığım her vakit
Gizlendiğim o tabut
Gel gör ki açık üzeri
Işıyan göğün de kamberi
Elbet bitimsiz coşkum.
Sancılı yokuşun
Müdavimi sefil benliğim
Beden dediğin ne ki?
Bu gün var yarın yok
Hem değil mi ki dostumuz toprak
Nasıl da geldiğimiz ve gideceğimiz
Topa tutulsa da yüreğim
Hala aşktan firar edemedim.
Bir yılkı atıdır üzerine bindiğim
En çok de tepindiğim her düş vakti
Yoksa gerçekleri nasıl giyinir ve kabullenirdim?
En çok da dile gelmeyen
Bu yüzden kimi zaman içime kapandığım
Silik addedilse de varlığım
Coştuğum da fırtınayı dahi topa
tutarım.
Dünümden sor beni.
Rabbim bilir içimdeki dipsiz madeni
Taş taşımadım ama
Taş kalpli insanlardır içime kapandığımda
Gözüm de görmezken ahvali
Lakin endamlıdır benim hazanım
Hüznüme rakip çıkamaz asla yazmadığım
Son fermanım.
Kuşluk vakti uyduğum kuşun kanadına
Konduğum
Uyruğu mu rüzgârın?
Kayıt açmalıyım öncesinde
Şerh düşmeliyim
Gideceğim yüreğin ülkesine
Ne de olsa aşktır ana vatanım
Renktir acımın sihri
Pembeleşen yasımla
Bazen izafi bir tutku
İçimde devinen bilumum nutku
Tutulmuşken
Söylencelerin nazarında
Salkım söğüt gibi nasıl da
darmadağınığım.
Bir mizansense şiir
Bazen melodi
İçimden taşan temsili konfeti
İşte ilan ettim özgürlüğümü
Koyamadığım kadar bir yana mutluluğu
Hak etmedim mi bunca yolculuktan
sonra?
Katlandığım değil
Katladığım duygulardır dünün faizi
Elbet ana duygu hüzün ve aşk
Coşku ve umutsa yarınların temettü
geliri
Eklediğim halkalara
Baş koydum da bir kez yarınlara.