Aşkın Katsayıları Çıkmakla Bitmezken!
İçimde aşkla dokuduğum kilime
değmezken elim, gönül duygularımla hislerimle dokuyorum rengarenk, bu belki
size çılgınca bir şey gibi gelebilir. Ben her gün aşkla örüyorum beni
muhabbetle muhabbete konuk edenin evine sererek hediye ediyorum, huyum kurusun
bunu yapmayı çok severim. Çağırmalara geç kalmamak için, sizler uykuda iken
kilimleri dokuyor ve hazırlıyorum. Giden uyku olsun, geç kalmamak eli boş
gitmemek adına…
Gönül semtimde asılı yüzlerce dokunmuş
kilimleri ihtiyacı olana verirken, gönlüm posta güvercini gibi uçarak kilime
ihtiyaç duyanları arıyorum, aslında ben muhabbete ihtiyaç duyuyorum aramızda
kalsın. Semtin şehrin mahallenin her bir adımında, bir gülümsemeyle selam almak
nasılsın diye hitabı kaçırmamak için, her saniye sokağı mahalleyi semtimi arşınlıyorum
adım adım koşarcasına nefes nefese… Gönül birliğinin diri olmasından
kaynaklanan bu olayların ekseninde, yaşamanın güzelliğini anlatacak kelime ve
sözleri bulamıyorum, gerisini siz anlayın….
Gönül cetvelim, arada ki mesafelerin
az olması için mütemadiyen ölçüm yaparken, ben gözlerdeki gülümsemeye talibim…
Şiir gibi gözlerdeki, şiirleri
okumaya yazmaya talibim…
Oysa aklım bir karış, aşkla şiirle
ummana sığmıyor…
Dünde kalan beni bugünde kelebekler
gibi gönüllerinize kondurturken, gönülde saklı bir şey kalmamasının aşkın
özgürce dağıtımının ekseninde iz düşümünde paylaşan sizlerin candan gülümsemelerinizdir bu galiba zannımca
anlamadığımca kaptığımca hayran kaldığımca baktığımca…Dünden evvel topladığım
sizlerin çokluğu beni mesut ederken, insan gülümsetme biriktirmenin telaşıyla
geziyorum sokakları semtleri…Son nefesle sonlanacak bir yarış ki bu paylaştıkça
mutlu kalınan bir hayatın açan gülleridir, hayat zamanla ayağımızın altında
kayarken, kaymadan zamanı gülümsemelerle süsletmek görevim/görevimizdir
biliyorum, süsletenlere de selamlarımı iletiyorum….
Gönül toprağı kurumasın diye içten
akıtılan gözyaşı, değerlidir hazinedir koşarım her zaman…
Şehri istila etmiş çöl rüzgarları
eserken gülümsemeyle bahar rüzgarlarıyla değiş tokuş ederken, çölde yanmakta
olacak o kadar yani, pişmeden olgunlaşamıyor ki insan. Aşkın katsayıları
çıkmakla bitmezken, her katında şaşkın mutlulukla tebessüm ederken, en üst
katında az gözyaşı az hasret bölümü de mutlaka olacaktır diyerek çıkıyorum
aşkın katlarına sayılarla süslenmiş odalarına…Aşkın mutluluğu, hüznü hasreti vs.
si yaşamdır vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç