Aykırı bir düş olduğunu biliyorum
aşkın bazense sönen bir ateşten firar eden çocukça bir heves.
Martavallar okur kimi zaman hayat ve
acılardır ihya eden.
Yüreğin nüfus ettiği şefkatli bir
düş’tür aşk ve düş iken menzili ömrün, kırağı çalan şiirler ve tebessüm diler
yürek ve işte mevsimi geldi azat olmanın en aykırısından bir aşk ise bir düş’e
düşülesi yalnızlıksa en korunaklı dünyadır uzaktan sevmenin güzelliği yoktur
hiçbir şeyde hatta kendini sevmekten aciz ise yorgun ve hırpani yürek.
Hüzün katsayımsınız, bayım:
Hala ulaşamadığım bir rakımda saklı
mutluluk
Sevmenin neresi kötü, diyenlere son
uyarım
Uymadığım dünyanın nimetlerine
Belli ki sevmekmiş en tehlikelisi
Hicran yüklenip gün ve gece…
Ah, o kesif sessizliğiniz bayım…
Sözcüklerdir huzurun neşri
Mutlu aşk da yokmuş madem…
Bilmem ben neye denk düştüğünü
mutluluğun
Bir uyarı levhasıdır yürek
Ne zamanki doludizgin sevip yaşarken
Yeşeren göğün en muteber imi
Elbet yıldız olmanın da mealidir
Şapka çıkarttığım gün ve gece ve
hüzün yüklü
Ah, çözemediğim o bilmece.
Metruk bir lahit mi yoksa gizin
tefekkür yüklendiği?
Azat edilesi bir ruhtan da ötesi var
madem:
Matemin sarmalında
Kuytularda yaşarken ömrün her gününde
Gün yüzlüdür içimdeki kıyam
Kıyıma uğrayan saf benliğim…
Ah, karşılığı olmayan selam.
Mustarip olduğum kendim:
Beylik bir çiçek değilim hem:
Hala dikenlerime muhtaç
En çok Allah aşkı ile sarmaş dolaş
varlığım
Küstüğüm kimse kalmadı hem geride
Ya, benden ne kalacak ileride?
Bütçem dağınık
Sessizliğimle mutabık
Yalnızlık mademki serkeş bir iklim
Sınandığım nasıl da elzem.
Ah, etmeden severken
Ben ve her hücrem
Müzmin bir hüzündür işte yolumu kesen
Baş veren nice nifak kimse arkamdan
sitem eden.
O bilir içimi
Dışımda saklı sükûnetin özlemi
İçerlediğim illa ki sessizlik
Ya da iman gücümde saklı bir hoş seda
Allah dostu iken tüm arayışım
Kendimle sürtüştüğüm nasıl da
sırnaşık
Bir rehavet
Rücu eden sözcüklerime delalet
Elbet yüklendiğim her mutlak zincir
Ruhum dahi tefe konmuşken bir ömür
Nasıl razı gelirim içimdeki t/aşkın
hayalinden firar eden
Semazen bir yüreğim ben:
Bir o kadar şaşkın.
Reva görülen neyse arkasını
topladığım
Dağınık zihnim ve saçlarım
Atkuyruğunda saklı hicazı
sözcüklerimin ki
Bir perçemdir her biri.
Bir nüans içimde saklı her suskun
niyaz:
Bilen ve tek gören
Sefasını süremedim gitti de evrenin.
Bir renksem en mahcubundan
Bir ses isem en çığırtkan
İnsan sevgimle yürüsün namım
Yeri geldi sevdiklerime geçer nazım
Hem ne lazım?
Ben sadece huzura razıyım.
Bir imleç ise sağım solum önüm arkam
Merkezindeyim aşkın andıkça Mevla’mı
Hürmet ettiğim şu nizam
Hüznüme sahip çıkan elbet Yaratan
Bağdaş kurduğum şu yüksek rakım
Hala eremediğim o nihayet
Mutluluk olsa gerek bir rivayet,
bayım.