Düşlerimi giyin, gece ve sinsice
kolaçan da etme önünü arkanı alaşağı edildiğim yetmedi mi şecerende saklı
karanlığı ütülemedim mi sözcüklerimle?
Ah, gece tevazu yüklüyüm gün boyu
Lakin gece de oldu mu…
Gecenin değil geçkin günün ardından
telaşem
Sözcüklerim makber öncesi yolculuğum
İstiflediğim sancım ve sakar yüreğim
Hep mi sevgiyi baş tacı etti?
Ah, gece, geceliğini giyindin madem
Şimdi geliyorum örtmek için üstünü
Ayıbınla, kaybınla ve garbınla…
Altı üstü uyuyan bir nesnesin ve ben
seni uyandırmaya geldim
Peşinen söyleyeyim dinlemem sözünü
Özümde saklı neyse ifşa da ederim ulu
orta
Hakkıyla yaşamaksa ne ala:
Ya, mutluluk neydi, gece?
Uyku akan gözlerine teslim olmam
kolay kolay
Ben miyim uykuyu kovalayan
Yoksa uyku mu kalemin peşini
bırakmayan?
Hüznümse bir redif
Rencide edildiğim yerli yersiz
Günyüzü görmek ne ki hem,
Geceye teslim olmuşken bir ömür
Recim edildiğim mi yalan?
Resmettiğim mi gerçeğin aynası?
Payidar olacaksa hüsran
Hep mi karartma gecelerine teslim
olur insan?
Ketum varlığına kul köle değilim
Nazenin eşrafınla sırdaş ben bir külkedisiyim.
Elbet aşikâr olan yıldızlar saçan
gözlerim
Tebessüm ettiğim değil hem yalan
Ben ki ağlarken gülebilen
Yaşları ise mutluluğa şart koşan.
Endamlı cüssen gece ne ki içimde
kaynayan
Kazandan boca ettiğim sözcüklerle
süsledim
Bak seni.
Bandığımsa hasret
Kaykıldığım şu evrende sönmeyen
metanet
Kaybolmanın ertesi şart koştuğum
rehavet.
Varsın bir rivayet olsun mutluluk
Arşınladığım yolun sonunda bekleyen
illa ki hidayet.
Düş gücümü mazur gör gece,
Yankılanan sesimle değil sevgimle men
ettim seni
Gündüzün hatırına yaşadığım
Geceye teslim olduğumla
Yandığımın da ta kendisi
Gecenin gözlerine sunduğum kordan
heceler
Bitap düşene kadar sevmek ve yazmaksa
kaderim
Sensin yolunu gözlediğim, gece…
Münasip bir dille gecenin şiarıdır
ruhum
Tökezlediğim yolda hala hatmetmekse
umudu
Haydi, sokul kalemin koynuna
Nurun, canın ve cananın
Yalnızlığıma şerh düştüğüm her gece
Bense ruhumla teslim ve de sahip
olduğum tek zerre…