Mutluluğu mandalladım
Gönül telime, rüzgarda uçuşan çamaşırlar gibi...
Güneşe hasret....
Turuncu renklere bulanmış haliyle.
Sıcacık bakışlarını hissederim , gözlerini kapatsan bile.
Kaç bilinmemiş ırmaklar getiririr bana seni.
Hangi gül sularıyla yıkandı o kutsal teni.
Koklasam doyasıya saçlarının telini...
Haceri esved gibi dokunsam tenine.
Sarılsam ruhu mücerred gibi beline.
Kurban olsam, gözlerindeki hüzüne.
Kıblegahım olsan uzaktan olsada.
Dönsem yüzümü, sürsem yüzümü toprağına...
Sevaplarım günahlarım koysam önüne, diz çöksem
Hayaller gerçek olurmu?
Hangi taşlar oturur yerine?
Hangi mihenk taşını atayım görmediğim hedefime?
Sen bana erken bir kır çiçeği,
Ben sana geç kalmış. Banliyö treni.
Hangi istasyonlarda duraklasam, hangi günahlarımı aklasam?
Nedametim yokki saklasam?
Gece kondu sıcaklığında sözlerim.
Her köşe başında gölgeni gözlerim.
Aniden çıkıp gelir mi ispanyol paça hayallerim
Sürpriz yaparmı kruvaze ideallerim .
Nasıl yapsak nasıl etsek.
Neyle çarpıp kaça bölsek.
Sevsek güvercinin kanatlarında.
Uçsak uçurtmaların kuyruklarında.
Takılıp kalırmıyız elektrik tellerine.
Düşermiyiz ellerin dillerine?
Tutunsak rüzgarın saçlarına
Kopup bırakırmı bizi ayağımızdaki prangalar.
Kim yapar hakkımızda gıybet,
Kimi ne kadar ırgalar...
Madem şişirdik yelkenlerimizi, almalıyız çapaları yukarı.
Kurtulmalıyız şeylerimizden.
Ne kadar çok seviyorsak o kadar kölesiyiz metanın.
Kırmalıyız tüm zincirleri, hangi anahtar açar kilitleri.
Pas tutmuş yürekleri
Hangi kimya parlatır,
Hangi duygu taşlaşmış gururları ağlatır?
Varsın uymasın hallerimiz
Varsın muhtaç olsun lugata dillerimiz.
Sen ordasınya biliyorum
Tüm dünyayı siliyorum
Havalanan kuşların kanadında... Bir kırık umut....
gönderiyorum.
Yılmaz Tizgöl
21 08 2021
Moskova