"İlahi Rotam" 1
“Şimdi taş duvar yer gök: bensiz
bir dünyanın kaosunun da eksik olduğu sanırım insan alışıyor aslında hep
alışıyor öyle ki toprağına bile uyum sağlıyor o halde bizsiz bir dünya da çok
vasat ve durağan olacak.
İklimler saklı içimde.
Genzime kaçan polenler ne de olsa
ben bir çiçeğim yoksa kuş mu?
Ne fark eder içim içimden taşarken?
Ön sözü olmalıyım hem günün ve
geceden bağdaş kurduğum elbet umudun da dilemması yürekte ayrı saklıyken. Bir
tek o da değil hani saklı olan.
Sevgi.
Aşk.
Müdavimi olduğumuz milyonlarca
duygu ve cümle ve inanın ki abartısız telaffuz ediyorum her birini. Yıldız
Gülüm”
Kendimiz kendi elimizle ördüğümüz
aramızdaki taştan duvarları yıkmak o kadar zor ki anlatılamaz bir ağır yük, aslında
en kolayı bunca zahmet altında ezilmemek için duvarlar örmemektir lakin aşırı kazanç
insanın değerini emeğini hor gören biz insanlar, bu duvarını aşarak geçemiyor, duvarına
karşılık bir duvarda kendisi örüyor! İnsan buna tek başına kalmaya alışsa da
alışmak sevmekten zor geliyor diyen şairimizin dediği gibi çok zor. İnsanı
sevmekle belli sona yürümek varken, hırsla kazançla yıkma için öylesine hızlı
koşuyoruz ki, beraber yaşadığımız insanı yok saymak nasıl bir aptallıksa
görmezden gelirken, uçurumların dibine düşerek parçalanıyoruz! Düşünün neyi
neyle karşılaştırıyoruz? İklimleri içinde gülüşüyle taşıyan ve sunan insanın
gülüşünü soldurtmaktan daha aşağılık bir görev adım yaklaşım yoktur…!!!
Gönülleri ısıtan ön ilk sözle “Nasılsın”
diye başlamak umudun çırası olacaksa, yakmalı çırayı karanlıkları aydınlatmak
için, milyonlarca duygu ve hisler neden kalbin kapalı kapısı arkasında
çürüyerek kalsın ki? Hangi densiz bilmez buna izin verir ki? Bir etki mutluluk
getirecekse, hemen koşmalı, tepkisi anlaşılmaz olsa da tepsisi güllerden dolu
olmalı vermeli…
Aklımızda kazanç için sayılar dolu
iken, “nasılsın”, “uzun zamandır yoksun”, sözleriyle değiştirmek kazançtan
ziyade zarar getirecektir, Uyum için bize bu gönülden bir sevgi iyi dilek
sözleri gerekli. Merkez bankası, her gün milyarlarca para basıyor yine de
insana yetmiyor! Beklentilerin içinde anlayış hoş görü varsa beklentidir, yoksa
beklenti değil söylentidir…Abartısız değişkenlerle içinde hoş görü yoksa o
beklenti sancı olur gerçeklerden uzak beklenti yıkım olur, hayalleri çalmak
olur ki bu tamamıyla insanlığın bittiğinin işaretidir ki, bakın dünyamız ne
göreceksiniz? Telaffuz etkilemeli ortaya çıkanla bizi sarmalı yanımızda
durmalı.
İşte Yıldız kardeşim yazılarınızdaki
duygu ve hislerin etkisi beli alıp alıp götürüyor, hayat duygu ve hislerle
sevmek diyoruz ve duygularla hislerle insanlara yaklaşıyoruz bizim rotamız
budur diyerek kardeşime katılıyorum. Yazınızın ilk satırlarını anlatmak uzun olsa
da gerisini de devam ettireyim. Bizim beklentilerimiz insanın mutluluğu ve
sevincidir gerisi yaramaz biz insana ,kimisine yazmak gereksiz bir uğraş olsa dese de, yazmak his dolu hece söz kelimelerle
yaşamak hissetmek adına hissetmeyi almak kapmak dünyaların hislerin içinde
cennet bahçesine gülümseyerek varmak bilir ve yazarız inşallah, her daim bizim
için yazmak Rabbimizden bir emir ise başımız gözümüz üstüne, bir hece ile
gülümsetebilirsek en mutlu insan biziz, diyerek araya bir virgül koyarak,
yazınızın diğer satırlarına az sonra geçeyim, selamlarımla.
Mehmet Aluç
Devam edecek inşallah.
Not: Yıldız Gülüm Kardeşimin "Nazire Adem Hocamın Kaos İsimli Şiirine Nazire - Bensiz Bir Dünya" Eserine yorum yazarken duygu ve hislerin coşkunluğuyla bir kaç bölümlük yazı şekline dönüştürdüm umarım beğenirsiniz, selamlarımla.