Polis 30 Eylül 1888 de Elisabeth
Stride’i kimin öldürmüş olabileceği üzerine fikir
yürütürken aynı gece sadece bir saat
on dört dakika sonra hem de
Stride’nin öldürüldüğü yere sadece15 dakika yürüme mesafesinde parça parça bir kadın cesedi daha buldu ve bu
cesedi tanımakta da gecikmedi.
Catherine Eddowes idi bu kadın.
Catherine Eddowes, 14 Nisan 1842'de doğmuştu. Onun hemen tanınmasını sağlayan bir
dövmesi vardı sol kolunda. Bu döğmede ise TC harfleri vardı.
Yok yok heyecanlanmayın bunun
Türkiye Cumhuriyeti ile
ilgisi yok tabii ki zira
1860 lı yıllarda Türkiye’de bırakın Cumhuriyeti Meşrutiyet
bile ilan edilmemişti.
Bu TC birlikte yaşadığı
Tomas Conway’in TC si idi ve onunla yaşamaya başladıktan sonra kendisine
kısaca Cate diyordu.
Catherine devamlı şarkı söyleyen
oldukça neşeli 1.50
metre boyunda ufacık tefecik bir
kadındı.
1870 de Tomas ile Catherine
arasında şiddetli geçimsizlik başlamıştı
ve Tomas
sık sık dövüyordu Catherine’i
Catherine 1880 de Tomas’ı ve ondan olan
iki çocuğunu terk ederek Londra’ya geldi ve bir yıl sonra John Kelly adında biriyle Londra’nın
en kötü şöhrete sahip Spitalfields bölgesine yerleşti. Artık fena
şekilde içki içiyordu ve poliste bu sebeple kaydı bile
vardı.
Spitalfields'de ve çevresinde yaşarken, çoğunlukla yakındaki Brick Lane'deki
Yahudi cemaati için temizlik ve dikiş gibi ev işlerini yaparak para kazandı,
ancak zaman zaman günlük kirasını ödemek için( hep pansiyonlarda
yaşıyorlardı.) fuhuşa da gidiyordu.
30 Eylül 1888 gecesi 01:44'te, yani
Elizabeth Stride’in cesedinin
bulunmasından sadece bir saat on dört dakika sonra Catherine Conway’ın parçalanmış ve bağırsakları
delinmiş cesedi, Stride’in öldürüldüğü
yere sadece on beş dakikalık yürüme
mesafesinde Gönye Meydanı tabir edilen yerde bulundu. Kadının yüzü
vahşice doğranmış, rahmi ve sol böbreği yerinden çıkartılmıştı ve işin ilginci
yine hiç kimse o gece o saatlerde olağandışı hiç bir şey görmemişti.
Ancak bu olayda çok önemli bir farklılık da vardı zira yaklaşık olarak saat 2:55'te, Catherine’nin
şalının kanlı bir parçası, Goulston Caddesi, Whitechapel'deki bir apartmanın
kapısında bulundu. Şal dışkı parçalarıyla
kirletilmişti ve kapıdan kaldırıldığı anda altından bir
yazı çıktı. Yazıda
‘’Yahudiler hiç bir şey için suçlanmayacak adamlardır.’’
Yazıyordu.
Katil büyük bir ihtimalle Yahudi idi ve yaptığı bu iğrenç vahşet için bile suçlanmaması
gerektiğini söylemek istiyordu. Bu arada katilin Yahudi Düşmanı olabileceği de söylendi. Ancak şehirde
bir antisemitizm çatışması çıkarılmaması adına polis bu bulguyu kimseyle paylaşmadı. Yazının üstü silindi lakin tabii
ki yazıyı görmüş olanlar
vasıtasıyla kulaktan kulağa
yayıldı havadis.
Evet herkes bir
şeyler söylüyor bir takım yorumlar yapıyordu ama Karındeşen Jack’e ulaşmak onu yakalamak
mümkün olmuyordu. Bu arada
tabii ki polisin ‘’ Birileri şehri
fahişelerden temizliyor. Bırakın
adam işini yapsın’’ Diye
düşündüğünü ve bu
yüzden katili yakalamadıklarını
düşünenler de vardı.
Bu Arada katilin giderek daha vahşileştiği de gözden kaçmayan bir
gerçekti.
*******
Mary Kelly 1863 doğumluydu. Yani 9 Kasım 1888’de öldürüldüğünde henüz yirmi altı yaşındaydı. (
En genç
kurban oydu.)
1.70 boyunda ince açık renkli taze
tenli oldukça çekici bir kızdı.
Aslında varlıklı bir ailenin kızıydı ama her nedense annesi onu
evlatlıktan reddetmiş kısa süre sonra da delirerek ölmüştü. Annesinden sonra
babası da kısa sürede ölmüştü.
Henüz on altı yaşındayken bir madenci
ile evlenmişti ve kocasının bir maden patlamasında ölmesinden sonra
yaşadığı Cardiff’ten yani yaşadığı
Galler’den kuzeni ile ayrılıp
İngiltere’ye başkent Londra’ya geldi ve
burada o meşhur Spitalfields Caddesine taşındı.
Söylemeye hacet yok burada zaman
zaman hizmetçilik ama genelde
fahişelik yaparak hayatını idame
ettirmeye başladı.
Daha sonra tanıştığı genç bir Fransız kadın sayesinde, Londra'nın daha varlıklı
West End bölgesinde birinci sınıf bir genelevde iş buldu. Genelevin en popüler
kızlarından biri oldu ve kazancını pahalı giysilere ve araba kiralamaya
harcadı.
Francis Craig adlı bir müşteri tarafından Fransa'ya davet edildi, ancak oradaki
hayatından hoşlanmadığı için yaklaşık iki hafta içinde İngiltere'ye döndü.
Londra'ya döndüğünde Kelly, Fransızca "Marie Jeanette" adını kullanmaya
başladı
Yıllık Lord Mayor Günü kutlamalarının yapıldığı 9 Kasım 1888 sabahı, Kelly'nin
ev sahibi John Mc. Carthy, kirayı alması için yardımcısı eski asker Thomas
Bowyer'ı gönderdi.
Saat 10:45'ten kısa bir süre sonra Bowyer Kelly’nin kapısını çaldı ama cevap
alamadı. Daha sonra anahtar deliğinden baktı ama odada kimseyi göremedi.
Bowyer, kırık pencere camını kapatmak için kullanılan giysileri bir kenara
iterek odanın içine baktı ve Kelly'nin yatakta yatan, büyük ölçüde parçalanmış
cesedini gördü dehşetle.
Polise haber verildi.
Zavallının cesedi tanınmaz haldeydi. O sebeple
cesedin teşhisi sadece kulak ve
gözlerinden yapılabildi.
Katil bu sefer kurbanı üzerinde bayağı
bir uğraşmıştı zira ölümün sabah 2.00 ile 8.00 saatleri
arasında gerçekleştiği tespit edildi. Katil yaklaşık olarak altı saat cesedi
parçalamakla uğraşmıştı.
Komşularından sadece bir
iki kişi o saatlerde
bir kaç kez çığlıklar duyduklarını ancak
bu semtte bu tür çığlıkların her zaman normal olması sebebiyle aldırış etmediklerini söylediler.
Polis bu cinayetin Karındeşen Jack’e
ait olduğundan emindi
ancak bu seferki diğerlerine
oranla çok daha şiddet
ve hunharlık içermekteydi.
Evet..Ceset bulunduğunda aynen
şu şekildeydi:
Vücut yatağın ortasında çıplak yatıyordu, omuzlar düz ama vücudun ekseni
yatağın sol tarafına doğru eğimliydi. Baş sol yanağına dönüktü. Sol kol vücuda
yakındı ve ön kol dik açıyla bükülü ve karnın üzerinde yatıyordu. Dirsek bükülü,
önkol yatar, parmaklar kenetlenmiş. Bacaklar birbirinden geniş, sol uyluk
gövdeye dik açıda ve sağ kalça kasıkla geniş bir açı oluşturuyordu.
Karın ve uyluk yüzeyinin tamamı kesilmiş ve iç
organları tamamen çıkartılmıştı. Göğüsler kesilmiş, kollar parçalanmış ve yüz
hatları tanınmayacak şekilde doğranmıştı. Boyun dokuları kemiğe kadar çepeçevre
kopmuştu.
İç organlar çeşitli vücudun çeşitli bölgelerinde bulundu: Bir meme başın
altında- rahim ve böbrekler, diğer meme
sağ ayağın yanında, karaciğer ayaklar arasında, bağırsaklar sağ tarafta ve
dalak vücudun sol tarafında... Karın ve uyluklardan çıkarılan flepler( kendi
damarı olan dokular) bir masanın üzerindeydi.
Sağ köşedeki yatak örtüsü kanla ıslanmıştı ve alttaki yerde yaklaşık iki metre
kareyi kaplayan bir kan gölü vardı. Yatağın sağ tarafındaki ve boyun
hizasındaki duvara, birkaç yerinden kan bulaşmıştı ve maktulün derisi yüzülmüştü bu sefer.
Sonuç: Yine yakalanamadı katil.