Bir ç/ağrı idi hazanın kükrediği
kasımpatılardan döşediğim yol oysaki Kasım’ın ortasına yürürken gördüğüm tek
çiçekti solan saksıdaki menekşem elbet aşkın aşina yüzüne gülümsediğim bazense
içimin titrediği ve her ne hikmetse ben de açıyordum kışa dönük yüzünde
yalnızlığın bahar olup coşuyordum yüreğin yazılmayan güftesinde…
Tentesi içimdeki mekânın
Zemherilere sadık bir ışık olsam bile
Seviyorum üşümeyi
Acılarımsa ne hikmetse
Isıtırken yüreğimi.
Ölümü merak etmiyorum çünkü
tanışıklığım
Daha dün ve evvelsi gün
Aslında ölümden kasıt hissetmediğim
ve sevmediğim
Neyse kalemin de susacağı bir hiçlik
makamı
İçimde acılar nakşeden
Bense aşka ve şiirlere aş eren
Dımdızlak kalsam da bir ömür
Eseriyim Huda’mın
Esiri olduğum sevginin ve hazanın
Yazmakla eşleşen gecem
Yanmakla büyüyen sevdam.
Oysaki ne bir insan saklı önümde
Ne dünümde
Hatta yarınımda
Biliyorum da kimselerin elimi
tutmayacağını
Ama ben tutuldum işte
İster güneşten sor beni
İsterse dolunayda saklı bir tutulma
Hikmeti mizacımın
Yürek teridir benim kısmetim.
Yâd ettiğim hiç kimse
Yaren bildiğim kalemin nezdinde
Uçmak özgürce
İndinde yalnızlığın
Aldığım ilham elbet tüttükçe hüzün
buharım
Sevmelerin meali kimi zaman
hıçkırığım
Şerh düştüğüm an’a
Şiar edindiğim umut ve yarınlarda
Sancağımla yeşerdiğim
Sefasını sürdüğüm gecenin ve
şiirlerin.