Susar derler,
Eğer rahmet
yağmaz ise,
Canlılarla
birlikte,
Toprak dahi
susar derler.
Kırılırsa bir
kez gönül,
Dalda solgun
kalırsa gül,
Bunu gören aşık
bülbül,
Lal kesilir,
susar derler.
Meftun olmuş
gülcemale,
Döner durur
halden hale,
Maşuk bile almaz
kâle,
Bir köşede
pusar derler.
Kahrolurken bu
dert ile,
Feryatları
gelmez dile,
Şerbet içtim
dese bile,
Aslında kan
kusar derler.
Kimse duymaz
intizarı,
Arşa çıkar ah-u
zarı,
Kara sevdalığın
narı,
Sinesini yakar
derler.
Öne düşer garip
başı,
Ağu olur suyu,
aşı,
Ne yapsın ki
sabır taşı;
Melül melül
bakar derler.
Yüreğinde derin
yara,
Düşünürken kara
kara,
Göz yaşları
yanaklara,
Usul usul akar
derler.
Ne söylese
kifayetsiz,
Çileleri
nihayetsiz,
Aşka tutsak,
hürriyetsiz,
Çaresize naçar
derler.