1
Neyin tekelindesiniz, sevgili bayım
yoksa tek değil de çift midir yüzümü sıvazladığım iki elin bir baş için feryat
ettiği…
Naralar atmak olası oysaki
sessizliğin feryadı dahi yoksunluk iken varlık katsayımda saklı duyguların
kerrat cetvelindeki türevi.
Gözlerim aşina size.
Öncemde saklı binlerce hayali
andırıyorsunuz.
Gökte ararken bakışlarınızı yerde
buldunuz beni ve soktunuz yerin dibine…
Yerlisiyim ben acıların, sevgili
bayım asla yabancılık çekmem de yeniden eklenenlere.
Bir eklenti ise az sonra söyleyeceklerim
firar etme olasılığımla imkân sağlıyorum beni yeni geçişlere.
Bir tepenin zirvesinde olsa
duygularım ne ki?
Ya, bir duygunu yansıması nedir?
Bir şiir mi yoksa bir v/eda belki de
sünepe sevinçlerin uzun koridorunda bir ileri bir geri giden o çöp kamyonu mu?
Hani, belediyenin tahsis ettiği ve
evin önünden alınan çöpün içinde mi saklı yoksa yiten gün ve hayaller?
Bir geceninse salyaları akıyor bunca
üşengeç duygularda saklı bir fermanı kâğıda dökerken…
Taşıyor işte yürekten taşıyor aşk ve
hüzün.
Aşılası bir yol madem hayat hep mi
saklıdır matem sessizlik köpürten dalgaların da isyanında saklı bir beddua
belki de.
Hırpalanmış güneşin.
Sevdalı mehtabın.
Takımyıldızının.
Tekmili belki de beşi bir arada
düşlerin hoyrat sesinde saklı ipekten teni o minik kuşun ve işte saksıda ekili
umut.
Hazin bir sonsa ömür.
Başa sardığımız her gün yeniden
devreye giren umut.
Soluk teni göğün ve hırpani bulutun
da teması belki de içinde saklı tutulası.
Mehter marşıyla karşılanmak.
Cenaze marşıyla gönderilmek.
Nereye gittiğimizse meçhul ve
aralıksız boykot ederken ömrü belki de yüreğin asgari ücreti bunca zamlı
tarifede yolunu şaşıran.
Ah, bayım, yolunu şaşırmış ekonomi ve
devlet işleri derken asgari müşterekte buluşmanın da diğer adı yazmanın da
vesile olduğu.
Bir kıpırtı içimde saklı.
Bir kımıltı ise sözcüklerin depara
kalktığı.
Boynumsa kıldan ince kader karşısında
ve işte bir harfin ihlali ve de intiharı:
Kader diye yola çıkılası ve yolumuz
kederle kesişen.
İzahı zor üstelik belki de her duygu
ve düşünce herkes için farklı olduğu kadar da izafi.
Resmigeçit yapan gecenin
kollarındayım yine.
Arz edilenle talebin pek de kesişmedi
bütçe fazlası bir kayıpla kazanım bellemişken her yenilgiyi.
Muhatabı olduğum kim ki?
Bir selamın dahi alınmadığı.
Hatırı sayılır bir insafsızlıkla
yolumun kesildiği.
Haraca bağlanmış bir kere
sözcüklerim, bayım.
Düne nispeten daha sakin olsam da
ansızın infilak edebilirim yeniden ve hayal gücümle de sökün eder gerçekler tek
tek ve işte temenni ettiğim o mutlu sonun da hiçbir anlamı kalmaz.
Seyyah yüreğin serdiği sedir.
Semazen sözcüklerden oluşmuş bir
seferi yolculuk.
Aslında yerimde saydığım ve aşikar
olansa gözünüzde hiçbir değerimin olmadığı.
Safkan safım.
Safkan masum ve haklı.
Karşılık bulmamak bir yana başımı
kaldıramıyorum.
Haczedilmiş yüreğimden arda kalanları
ise yazıya döküyorum ve harlanmış gecenin mizansende saklı onca karartıyı nasıl
oluyor da alt ediyorum aydınlık ruhumla ve evet, karamsar olduğum da ayrı bir
gerçek lakin ben gerçekçiyim asla da –mış gibi de yapmıyorum.
Cafcaflı sözcükler bu gün boykot etti
beni ve içimdeki isyanı.
Bir semaver dolusu çay içtim ve
çaydan geçtim çıplak ruhumla ve çıtası yükselmişken acıların bir türkü
tutturdum.
Vardığım nokta ise çok gereksiz ve
asla da yeterli değil bu yüzden sevgide illa ki nokta atışı yapmalıyım ki
taşkınlara sebebiyet vermeyeyim ve hali hazırda sakladığım suskunluğu ve
dirayeti de sonuna değin sürdürmeliyim.
Bir başaksam içi dolu.
Bir başatsa yorgunluk.
Geçkin günler ve geçimsiz ruhumda
saklı o feveran her yazmadığımda her de size ulaşamadığımda içimdeki acıyı
büyüten ve işte tembihliyken de büyüklerimden sadece minik bir reveransla
sevgimi referans olarak sunuyorum ellerinize ve siz bunu bile ezip
geçiyorsunuz…
Ezik olmadığım kadar da baskın iç
sesim.
Bir duanın şafağında ve yalnızlığın
da şakağına dayalı kalemimle tüm elimden gelen de bu işte ve sarıldığım
yalnızlığın dumanı tüterken fırından yeni çıkmış bir duygu mozaiğini sunuyorum
evrene ve de huzurunuza çıkıyorum ama öncesinde kendime yaptığım telkinle de
biliyorum da özel ve biricik olduğumu tıpkı sizin gibi aslında herkes gibi ve
öykündüğüm sadece içimde saklı tutulası o gizem ve coşkudur be yüzden coşkum
asla dinmiyor bazen yorgun düşsem de kırılsam da bir sonrasını merak ediyorum
ömrün ve hayata bu şekilde dört elle tutunuyorum her ne kadar pamuk ipliği
addedilse de pamuktan teninde gecenin hala beyaz biliyorum karanlığı ruhumda
ezelden ebediyete muhafaza ettiğim…