VEL BA’SÜ BADEL MEVT / ÖLÜME YAKIN DENEYİM NEDİR?- ÖLÜMDEN SONRA HAYAT
VAR MIDIR?
Bu yazının bir
benzerini 12. Nisan 2017 de
yayınlamıştım. Bugün biraz daha
genişleterek yayınlıyorum.
********
Semavi
Dinlerin
hepsinde insanların öldükten
sonra tekrar dirileceklerine ve dahası dünyada
iken yaptıklarının hesabı
sorulduktan sonra cennete
ya da cehenneme
gidecekleri anlatılır. Hatta Müslümanların
kutsal Kitabı Kur’an-ı Kerimde öteki
dünyanın en önemli
figürleri olan Cennet
ve cehennemin tasvirleri
değişik ayetlerde tafsilatlı
bir şekilde anlatılır.
Evet... İman edilen kitaplarda- özellikle de Kur’anda İnsanoğlunun
öldükten sonra tekrar
diriltileceği yani yepyeni bir
dünyada yepyeni bir
hayata kavuşacağı( olumlu ya
da olumsuz anlamda)
anlatılmakta birlikte ve
Müslümanlar olarak bizler imanın
altı temel şartından
biri olarak buna iman
etmiş olmamıza rağmen
öteki alemi bizzat
gören ‘’ Ben gittim- gördüm ve
geri döndüm. Orası
şöyleydi ya da
böyleydi. ‘’ Diyen olmuş
mudur hiç?
Lafı fazla uzatmayacağım. Bugün
sizlere Ölüme Yakın
Deneyimler hakkında bir
şeyler anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle belirteyim ki ‘’
Ben öteki dünyaya
gittim ve döndüm ‘’ Diyen
ya da öteki
dünyaya gidip oradan
döndüğüne inanan insan sayısı
inanılmayacak kadar çoktur. Ancak öteki
alemde gidilebilecek en son sınıra
kadar gittim ve
oradan döndüm.’’ Diyen
yoktur. Yani bazı insanlar
öyle ya da
böyle bir öteki
dünya deneyimi yaşamışlardır ama
öteki alem hakkında her
şeyi bilen ve
gören yani böyle
bir iddiada bulunan
çıkmamıştır.
Peki Ölüme Yakın
deneyim dediğimize göre
nedir bu Ölüme Yakın
deneyim? ( Bunu aslında Barbaros Hoca
daha iyi anlatır
ama yazmaz ki
mübarek..)
Çok basit olarak: Bir
kişinin herhangi bir
sebeple kalbi ve
beyni tıbbi olarak tüm
fonksiyonlarını yitirir. Yani
tıbbi açıdan şahıs ölüdür. Ancak tıbben ölü
olan bu şahıslar tıbben ölü
oldukları anlarda ( Bu
bazen bir iki dakika
bazen saatler sürebilir ) normal şartlarda
görmesi ve yaşaması
imkansız şeyler görür.
İşte buna biz ölüme
yakın deneyim diyoruz.
Ancak Ölüme Yakın
Deneyimi kişinin ölmeden
önce gördüğü ( ya da gördüğünü
zannettiği ) görüntülerle
karıştırmamak lazım. Mesela rahmetli babam son
nefesini vermeden önce
hastanede yattığı odanın tavanında
ayak izleri ve
kuşlar gördüğünü söylemişti. Bilinci tam
yerinde olmasa da
gözleri açık ve
konuştuğu kişinin ben
olduğunu biliyordu. Bu bir
Ölüme Yakın Deneyim
değildi yani. Ölüme Yakın Deneyimde kişinin bilincinden söz
edilemez. Kalbin ve beynin
tıbben tamamen durmuş
olması gerekir.
Anlatılanların hepsi tekrar
hayata döndükten sonra
anlattıklarıdır.
Peki hangi sebeple
olursa olsun kalbi
ve beyni tamamen
durmuş olan ve her
biri farklı farklı ülkelerin
ve dinlerin mensubu olan
pek çok insan
hayata döndürülünceye kadar
neler görürler? Daha
doğrusu gördükleri şeylerin
ortak özellikleri nelerdir?
1- Ölüme Yakın Deneyim
yaşamış insanların çok büyük
bir bölümü tıbben
ölü oldukları o anda
bedenlerinin içinden çıktıklarını ve ceset olan
bedenlerini seyrettiklerini söylemişlerdir. Hatta öyle ki
bunlar içinde biri
bir trafik kazası
sonucu bir bacağını
kaybetmiş bir insandır
ama o eksik
bedenin içinden sapasağlam
çıktığını ve ceset olan parçalanmış
bedenini nasıl gördüğünü-
kendisinin nasıl hastaneye
kaldırıldığını anlatmıştır.
Bir başkası: Kendisine tıbbi
müdahale yapılırken kalbi
durmuş. Ameliyathaneye almışlar
bunu. Adam hem ambulansta
yaşadıklarını hem de
ameliyathanede hayata döndürülmek için yapılan
tüm müdahaleleri mesela
doktorunun kel kafalı
oluşundan ameliyathanedeki gerilimin
azaltılması için çalınan müziğe
kadar her şeyi
tek tek gördüğünü
ve duyduğunu anlatmış
ki normalde bu
tıbben tamamen imkansızdır.
2- Aşağı yukarı hepsi oldukça
uzun bir tünel içinde
çok hızlı bir
şekilde ama herhangi
bir araç olmaksızın
aşağı doğru kaydıklarını
görmüşlerdir. ( İleriki
paragraflarda bu hususa yine
dikkat çekeceğiz.)
3- Neredeyse hepsi oldukça parlak
ışıklar ya da
tamamen ışıktan yaratılmış
varlıklar gördüklerini söylemişlerdir.
4- Büyük bir kısmı
bir sınıra kadar
geldiklerini ancak o
sınırda kendilerine ‘’ Geri dönmelisin. Henüz zamanın değil ‘’ Dendiğini
anlatmaktadır.
5- Bu deneyimi yaşayanların
çok büyük bir kısmı
ayrıldıkları bedenlerine geri
dönmek ve tekrar dünyada
yaşamak istememişlerdir.
Dünyadaki bedenlerini içine sokuldukları
bir kafes olarak nitelemişlerdir.
6- Ölüme Yakın Deneyim
yaşayanların bir kısmı
ise tıbben ölü
oldukları bu süre içinde
çok ürkütücü- korkunç şeyler gördüklerini
anlatmışlardır.
7- Ölüme Yakın Deneyim yaşayanların nerede
ise hepsi gittikleri
yerde zaman ve
mekan diye bir
kavramın olmadığını o
mekanın Dünyaya hiç
benzemediğini ve ayrıca bulundukları ortamdaki
varlıklarla kokuştuklarını ama
bu konuşmanın telepatik bir
konuşma olduğunu söylemişlerdir. Bulundukları
ortamda hiç ses
yoktur. Mesela kuşlar
cıvıldaşmaktadır ama gerçekte
gagalarını bile
kıpırdatmazlar. Sesleri telepatik olarak duyulur.
8-Ölüme yakın deneyim
yaşayan çocukların hepsi
kendilerini çok güzel bahçelerde kendileri
gibi çocuklarla ve
bir sürü oyuncakla oynar
vaziyette görmüşlerdir.
9- Ölüme Yakın Deneyim
yaşayan insanlar gittikleri
yerde sevdikleri akrabalarını
ya da dostlarını da
görüyorlar.
10- Ölüme Yakın Deneyim
yaşayan insanlara gittikleri
yerlerde bazı bilgiler
veriliyor ancak bu
bilgilerin sır olduğu
sıkı sıkı tembihlendiğinden
öldükleri anda yaşadıklarının ( ya da
gördüklerinin ) tamamını anlatmıyorlar/ anlatamıyorlar.
11- Ölüme Yakın Deneyim yaşayanların birbirlerinden ayrıldıkları
en önemli husus
ise dini inançlarıdır. Mesela bir
Hıristiyan bu deneyim
esnasında Hz. İsa’yı
görürken bir Hindu ise
inandığı kendi tanrısını
görmektedir.
Müslümanlar genelde gördüklerinin tamamını
anlattıkları takdirde her şeyin
bozulacağına inandıklarından (İleride okuyacaksınız. Yaşar Nuri Öztürk bile ‘’ Anlatırsam çarpılırım.’’ Diyor ) her gördüklerini anlatmazlar.
O meşhur
tüneli ya da
gözleri kamaştıran ışığı
görmelerine rağmen Ateistler
bu deneyim esnasında
herhangi bir dini
kişi ya da
yaratık ile karşılaşmıyorlar.
12- Ölüme Yakın Deneyim
yaşayanlar kendilerini
sapasağlam ve genç görüyorlar. Mesela bıçakla
delik deşik edilmiş bir insan
ya da bir
Trafik kazasında kırılmayan kemiği kalmamış
bir kişi tıbben
ölü olduğu o anlarda
kendisini sapasağlam ve
genç olarak görüyor ki
bu oldukça ilginçtir
ve bize Hz. Muhammed’in ( S.A.S) bir hadisini
hatırlatır.
Taberani Hz. Ayşe’den naklen konuyla ilgili olayı şöyle aktarmıştır:
“Bir gün Ensar kadınlarından yaşlı bir kadın
Resulullah’ın (S.A.S) yanına geldi ve “Ya Resulullah! Allah’ın beni cennete
koyması için dua buyur!” dedi.
Hz. Peygamber: “Şu bir gerçek ki yaşlılar cennete
gitmezler.” buyurdu ve (namaz vakti olduğu için) namaz kılmak için camiye
gitti.
Hz. Ayşe’nin yanına (eve) döndüğünde Hz. Ayşe: “Ya
Resulallah! Senin ö sözünden ötürü gerçekten büyük bir sıkıntı ve dehşet
aldım.” dedi. Resulullah:
“O söylediklerim doğrudur. Çünkü Allah kadınları
cennete koyduğu zaman onları (yaşlı olarak değil) genç kızlar haline
çevirir, buyurdu.” (bk. Taberanî, Evsat, 5/357
*********
Şimdi Ölüme Yakın
Deneyim yaşayanların
anlattıklarından kısa örnekler
verelim.
* Mesela Dünyaca ünlü aktrist Elizabeth Taylor...
Elizabeth Taylor’un, geçirdiği bir ameliyat sırasında kalbi durur. Bu süre
sadece beş dakikadır. Elizabeth Taylor tekrar hayata döndürüldüğünde o beş
dakika içinde gördüklerini şöyle anlatır: "Michael Todd’un (uçak kazasında
kaybettiği 3. eşi) ruhuyla karşılaştım. Ben de onunla burada kalmak istediğimi
söyledim, fakat o bana dünyaya geri dönmem gerektiğini ve daha vaktimin
gelmediğini söyledi. Onun aşkı ve sevgisi beni tekrar yaşama döndürdü."
* Yaşar Nuri Öztürk:
“Sınıra gittim. Sınırda teslimiyetimi arz ettim. Bir şey yok. Gayet normal. Kur’ani
imanı, olan insanların, herkesin yaşayacağı, anlayacağı bir şeydir… Ben
söylüyorum. Sınıra gittim, bir tül. Bir tül. Arka tarafı öbür âlem, bu tarafı
bu âlem… Bu kadar basit… Gittik sınıra, ben atmış yaşını devirmiş bir insanım.
Ben öbür taraftan da korkmuyorum. Allah’ın affı, tabi bizi himaye etmesi
şartıyla, ben öbür taraf için, hayatımı yaşadım. O hazırlığım var. Onun için
dehşete düşmeme filan gerek yok. Tamam dedim geldim. Lebbeyk. Buyurun. Ha. Dendi
ki:
– Tamam, hoş geldin. Ama tülün bu tarafına, sınırın bu tarafına geçmeyeceksin.
– E ne yapacağız?
– Eski yerine dön ve devam et
Biz de döndük ve devam ediyoruz. Bu kadar basit…
Daha çok şey dendi de… Onlar bu stüdyoları ilgilendirmiyor, onlar beni ilgilendiriyor.
18 soruma cevap aldım. 50 yıldan beri birikmiş 18 tane soruma cevap aldım.
Birisi de önümüzdeki zaman içerisinde çıkacak kitabımla ilgili bir sorudur.
Evet onlar (o sorular) kafamda hem de dibine kadar. Onları söyleyemem,
çarpılırım sonra. Onu hiçbir zaman öğrenemezsiniz.
Süre mefhumu yok orada. Onu yaşayanlar bilir. Orada süre mefhumu yoktur. O
böyle gelir gider, süre, orda, matematik zaman orda geçerli değil ki. Ama ben
ameliyat masasında 3 saat 45 dakika kaldım…
Ameliyatın amacı tek değildi, amacı benim midemdeki sıkıntıyı temizlemekti.
Zahiri tarafı budur. Batıni tarafı… ya karıştırma oraları, oraları karıştırma.”
*Billur P adlı
bir vatandaşımızın merkezi
Amerika’da bulunan Near Death Experience Research Foundation’a (Ölüme Yakın
Deneyim Araştırma Vakfı) verdiği röportajdan bir bölüm:
“Boğulduktan sonra karanlık bir girdap içinde, boşluk hissi ile birlikte
dönerek çekilme ve uzaklaşma durumu gerçekleşti. Hiçbir düşünce, korku, acı,
duygu mevcut değildi. Sadece bir dönme ve uzaklaşarak çekilme mevcuttu. Daha
sonra bana müdahale edip kurtarmaya çalıştıklarında, baş döndürücü ve inanılmaz
bir hızla geri çekilme hissettim ve birden kendime geldim. Işık gözlerimi
kamaştırıyordu, gözlerimi açamıyordum ama her şeyi duyuyordum artık.”
*Ben bir ÖYD vakası yaşamadım ama yaşadığını iddia eden bir vatandaşla 2007
yılında mide kanaması sebebiyle Antalya Devlet hastanesinde karşılaştım. Benim
gibi mide kanaması geçirmiş olan Kemal Amca’nın damadı Bahadır’dı anlatan.
Bahadır çok feci bir trafik kazası geçirmiş ve bu kaza sonucunda ameliyat
olurken kalbi durmuştu. Kalbinin durduğu o anda korkunç bir tünelin içinde
oldukça hızlı bir şekilde bir anafora kapılmış gibi gittiğini, daha fazlasını
anlatamayacağını ancak öteki alemin çok korkunç olduğunu söylemişti.
*Kardeşim Raci
Çok çok çocukken benden bir yaş küçük kardeşim Raci ile sözde boks maçı
yaparken tam gözünün ortasına şiddetli bir yumruk atmıştım. Raci hemen yere
yığıldı. Bayılmıştı. Uyandırana kadar akla karayı seçtik. Uyandığında o da çok
güzel, yemyeşil ve oldukça huzurlu bir bahçeye yani cennete gittiğini
anlatmıştı.
*Çok sevdiğim bir bayan
arkadaşım A.K.E :
Kızımın başına televizyon düşmüştü. Artı lanet tv dolabı... Üzerinden tv yi
kaldırıp cam kırıklarını temizlediğimde üç yaşındaki kızım baygındı. En yakın
hastanede de gözlerini açmadı. Ambulansla tıp fakültesine götürürken gözlerini
aralayıp "ağlama anne" dedi. "Burada çok oyuncak var. Allah beni
seviyor." Sonra yine gitti. O sözleri duyunca ölüyor dedim. Çocuğumu bu
ambulansta bırakmayacağım dedim sağlık görevlisi gence. Baktım o da ağlıyor.
Konuştur onu dedi durdu. Ben ise yarım saatten sonra artık yaşamadığını
kabullenmiştim. Ona bir sürü pembe dondurmalı hikaye anlattım.
( O
çocuk yaşamış çok şükür. 2017
yılı itibariyle 16 yaşında
olduğuna göre şimdi
20-21 yaşlarında olmalı.)
*Bir ameliyat hemşiresi
arkadaşımın anlattıkları:
Değerli hocam ben defalarca resüstasyon(canlandırma) sonrası yeniden kalbi
çalışıp aramıza dönen insanlar gördüm. Bunların arasında kalbinin durduğunu hiç
söylemediğimiz halde o anlarda ilginç şeyler yaşadıklarını anlatanlar oldu. Gerçekten
şaşırtıcı şeylerdi anlattıkları. Geneli bir tünel tarif ediyordu yazınızdaki
gibi ve yoğun ama çok yoğun bir ışıktan bahsediyordu. Gözlerinin kamaştığını
hatta gerçekmiş gibi yandığını söyleyenler vardı. Perde ,ince duvar gibi
tarifler kullandılar. Tıpkı hocanın( Yaşar
Nuri Öztürk’ü kastediyor) anlattığı gibi tül gibi şeylere benzettiler
bir sınırı. Bazılarımız gülüp geçti bu dinlediklerine, bazılarımız o an
etkilenip unuttu. Bazılarımız yıllarca etkisinde kaldı.
Aslında örnekleri çoğaltmam
ve daha onlarcasını
yazmam mümkün ama sanırım
pek de gerek
yok.
Konuyu tam 944 Gönüllü denek
üzerinde Ölüme Yakın Deneyim gerçekleştiren ( Yani
944 kişi’yi tıbben
öldürüp 20 dakika
sonra hayata döndüren ) Berlin Teknik
Üniversitesinden Dr. Berthold Ackerman’ın
sözleriyle noktalayalım.
‘’Biliyorum, elde ettiğimiz sonuçlar bir çok insanın
inançlarını rahatsız edecektir. Ama bir şekilde, insanoğlunun tarihindeki en
büyük sorularından birine cevap bulmuş olduk. Bu yüzden o insanların
bizi
affedeceğini umuyorum. EVET, ÖLÜMDEN SONRA HAYAT VARDIR VE BU HERKES
İÇİN GEÇERLİ GÖRÜNÜYOR.’’