Bir Bakış Ve Aşkın Yollarına Düşüş...
İnsan, bir bakış için aşkın yollarına
düşer mi? Ben düştüm işte. Onu geçen ay bizim mahallede komşu Ramazan dayının
evine, misafir geldiğinde bir anda karşımda, bana bakarken o güzel bakışıyla
karşı karşıya kalmıştım. Yıl 1980, öyle bir anda seviyorum diye söylemekte
yoktu şimdiki gibi. Öylesine buluşmalarda yoktu. Her gün kapının önünde yola
çıkmasını hatta pencereye çıkmasını bekledim, çıkmadı. Annem bunu fark etmiş
olmalı ki beni yanına çağırdı.
-Evladım canım oğlum, bir kaç
gündür seni durgun görüyorum, seni izliyorum. Peşine düştüğün Ramazan amcalara
gelen misafir, uzaktan bir akrabasının kızı. Babası onu zorla istemediği
birisine verince kaçmış buraya gelmiş. Ramazan amcan onu garajda, o gün işi
varken görmüş almış kendilerine getirmiş, yarın o kızı geri gönderecek. O sana
yar olmaz evladım.
İçim burkularak.
-Neden bana yar olmasın ki? İstemediği
bir evlilik onun ki! Bana bakışını gördüm ve tutuldum anne.
-Ah talihsiz evladım ah! Bilmem ki
ne yapmalı?
-Haydi, canım anam, bir şeyler yap
ne olursun. Aklıma düştü bir defa, elden ne gelir? Haydi, canım anam ne
yaparsan sen bir şeyler yaparsın ancak.
-Evladım, her insanın aklına düşen
birisi mutlaka vardır. Seni anlıyorum, babanla konuşayım…
Anneme kocaman sarıldım. Canım
annem içimdeki çığlıkları nasıl duymuştu bilemiyordum, sonuçta anneydi, bilirdi
demek ki! İsmini dahi bilmediğim bu güzelin, tek başına istemediği birisiyle
evlenmesine karşı çıkabilecek miydik acaba? Sahipsizliğine sahip çıkabilecek
miydik? Geceden sabaha kadar bunu düşünerek, göz kapaklarım kapanmadan düşündüm
durdum. Utangaç delikanlılık o yıllarında, açılmak kapısında bekleyerek
çıkmasını beklemek kolay değildi ki! Ah şansım inşallah döner diye sabaha kadar,
Rabbime dualar ettim durdum. Şansızlığım sabaha kadar böbrek üstü bezlerime kese
yapar gibi değil, döver gibi yaptı, beni yaralı bıraktı.
Mehmet Aluç