Bir Söz –Kelime “İfade” Beyin
Fırtınası içinde Çözümlemek
“İfade”(Anlatım)
İfade ederken bir şeyi "ifade" edememenin
sancısını çekerken, ifadesizliğin iç dış açılarının uyumsuzluğuna maruz
kalmanın sizde ne etkisi meydana çıkarır. Bu çıkarma gün yüzüne çıkması
bakımından aydınlık eder mi acaba? Yoksa hiç söz etmeyelim mi kabaca?
A-Ana konusu bakımından “ifade”
yanı anlatım manasıyla ele alınınca anlatamamanın sancısını çekmek çok zordur. Elinde
bir deste gül yâre sunacağın anda, beni bir deste gül ile kazanacağını
sanıyorsan yanılıyorsun sözü ile donup kalmak ne ise ifade edememek anlatmakta
budur. Oysa o gün evlilik yıldönümüdür ve yârin unutmuştur ve bu unuttuğunu
belli etmemek için söylediği ifadesizlik kokan sözü ile karşı karşıya kalmaya
benzer ki mahkemede ifade versen hakim karşısında bu kadar zorlanmazsın ve acı
ıstırap çekmezsin.
B-Benim anladığım kadarıyla iki
nokta arasında bir yere ulaşmaya çalışırken yoldan saparak ayrı bir yöne gitmek
gibidir. Bu yanlış yola girmenin normalden geri dönüş için daha uzun tasvir
edilen şekli ile farkına varmak veya varamamanın eyvah kayboldum duygusu içinde
ya da eyvah geç kaldım şimdi yanlış anlayacaklar şeklindeki, onların yani bir
an senin gelmeni bekleyenlerin o an suratlarında ki ifadesizliği görmek
gibidir.
C- Cumbada oturan Ayla dün yolda
gördüğü genç delikanlının yakışıklığının karşısında bir daha karşısına çıksa bu
duygularını nasıl ifade edeceğini kendi içinde çalışarak tekrarını yaparken, kalbinde
uçan kelebeklerin kanat çırpışlarının etkisiyle sanki gökyüzünde uçuyordu kelebekler
gibi.
D-Durakta bekleyen Dursun kendi
içinde ”Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” eserindeki sözleri aklına
geldi."Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz
taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı” Sözüne karşı
muhakkak ki merak edilecek bir tarafı vardır. Belki yazar o an bu duygu ve
düşüncelerini ” ifade” etmek yerine, kısa yoldan eserine giriş yapmıştır. Oysa
az sonra karşıda şöyle alımlı az utangaç gözleri mavi esmer bir güzel çıksa,
insan onun hayatına vereceği mutluluğu neşeyi hayal ederken gülümsediği halde, nasıl
olurda hayatın bilmediğimiz veya bildiğimiz halde bilmediğimiz şeklinde “ifade”
edilerek, merak uyandırmayacağı bir tarafının olmadığı söylenile bilinir ki? Oysa o güzelin peşinden giderek nasılsınız
demenin huzuru neşesi ile gülümseyerek” Teşekkürler ederim iyiyim siz
nasılsınız?” Demesinin sevinci ile insan bir anda kendini bir cennet bahçesinde
bulmasının sevinciyle, nasıl bazı şeyler bize merak vermesin, merak
uyandırmasın ki? Böyle bir şeyi söylemek ifade etmekten kaçınmanın diğer bir
adı olsa gerek.
E- Engin ortaya çıkmayan duyguların
“ifade” edilmemesi üzerine kendini okumaya vermişti. Oysa az sonra sevdiği Ela
yanına gelecek ona yine duygusuzsun üstelikte beni sevdiğini söylerken bu
duygusuzluğunla bir şeyi “ifade” edemeyişine karşı bende sana karşı “ifade”
dolu bir söz söyleyememenin sancısı içinde kalırken seni üzmek istemiyorum, demesinin
karşısında, bir şeyleri “ifade” etmek için, sade bir dille yazılmış romanda birkaç
parça söz arıyordu… Oysa okuduğu roman yazarın duygularını “ifade” ettiği
şekliyle okuduğunu bir an unutarak, sayfaları aleladede karıştırmasının
akabinde kapının zili çaldı. Gelen sevgilisi Eda idi, şimdi “ifadesiz”
gözlerler onu karşılamamak için, içten kendisine baskılar uygularken karnındaki
acıların verdiği basınçla, arkadan hava kaçırırken şimdi bunu nasıl “ifade”
edeceğim diye, ”ifadesizlik” dolu bakışlarla ara koridorun penceresini açarak,
kapıya doğru yürüdü.
F- Farklı duygu ve hislerle sizin de
cevabınızı bekliyorum. Farkındalığın farkına varmak aynı duygu ve hislerle bir
cevap bulmak sunmak adına diyorum vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç