Kambersizim, bayım…
Sözcüklerimse bezirgânbaşı
Sobelendiğim değil işin aslı
Solumda git gide büyüyen o yara
Gözlerimde uçuşan kelebekler belli ki
Tanrı misafiri
İçimdeki izdiham
Ne yani, ben miyim sadece acıların yerlisi?
İçimdeki dev sarkaç
İzahı olmalı bunca acının
Açılımı bazen aşk
Bazense kırbaçlayan devasa bir tıkaç:
Adı olmayan duygulardan
İsmini unuttuğum insanlardan da fazlası
İçimin izdihamı tek günlük değil
Küfemde taşıdığım daha da fazlası.
Farazi bir iklimim ben, bayım
Bir bedende iki insan
Ben ve yalnızlığım…
Alay etmeniz çok mümkün hem
Bilin de yoktur Allah’ın sopası
Bu gün bana yarın size
İzah edeceğim ötesi öteki yarımın…
Arka bahçemde nice sarkıt
Yürekteki onca gedik ve dikit
Varsın buz dağına yaslayım başımı
Anlattıklarım ne ki
İçime oturan bunca acının yanında?
Havsalam almazken bunca düşünceyi
Nadasa aldığım yüreğimde yol aldığım
Kendi rotam ve tek kişilik kulübem
Saydam yüreğim taşkın
Şeffaf varlığım inanılmaz şaşkın.
Bazen mikado çöpleri gibi dağıldığım
Arkamı toplayan sadece Mevla’m
İçimdeki dinginlik ve dirlik
Bazen sessizliğe kulak
Kabarttığım
En büyük sesin de kendisi iken
İnsanların verdiği tepkisizlik
Sanmayın ki;
Durduk yere sevdim sizi, bayım.
Durmadan beyin fırtınası yapan zihnimden kopan
Bir yaprakta salındığım kadar
Kâğıttan hayatlardır yazdığım roman
Bir kare ise içime yerleşik
Bir kare kod belki de varlığıma sırnaşık
Elbet sayılardan ibaret kafa kâğıdım
Sözcüklerim ne kibirli ne isyanlar
Yoluma taş koyana uzattığım ekmek
Aşkın da asası iken her gün uçuşan binlerce kelebek
Nazarında yazdığım her cümle ve sözcük
Ömürlük sevdiğimse en büyük zaafım
Adı yalnızlık olsa da bu sevdiğim kâbusun…