4 Saat Öncesi
Murat
-Arkadaşlar kardeşim, bu işi
sessizce kimseyi uyandırmadan yapmalıyız. Bizans Keferesine dersini vermeliyiz.
İlk önce mahzende çıkan şarap fıçılarını bir arabaya yükleyerek, yolda gelen
Bizans askerlerinin olduğu yere sürerek, onların bunu görerek arabadan birkaç fıçı
almasını ve aldıktan sonra arabanın diğer yanında bulunan, barut fıçısındaki
barutları onların bulunduğu alanın dört bir yanına sessizce döktükten sonra, ön,
arka, üst ve altta bulunan en yaşlı ağaçların dibine en az beş dinamit gömerek
fitilini ,barutların yanarken yakması için bağlantılı dökerek, diğer ağaçlara
zarar vermeyecek şekilde yerleştirerek geliyorsunuz. Diğerlerimiz diğer köylere
erzak yardımını yaparken, diğerlerimiz kalan askerlere saldırarak, onları yok ediyoruz,
haydi Allah yardımcımız olsun.
İşte Nikola bunlardan habersiz
gülümseyerek, kendisi için hazırlanacak olan ateş dolu köşeye doğru ilerlerken,
birden dört yanlarındaki barutların ve dinamitlerin patlayarak, ağaçların
üzerlerine devrilmesiyle, birçoğunun ölmesi sonucunda kendisi yaralanmıştı. Hücuma
geçen Murat ve köylüler kadınlar ”Allah” ”Allah” sesleri etrafı kaplamış, Kılıçlar
kınında insanlığın sonunu getirmek isteyen zalimlerin saltanatına son vermek
için çıkmıştı. Şaşkınlık içinde kalan Tekfur ve askerler daha toplanamadan
kendine gelemeden, hepsi yarım saat sürmeden bu âlemden, cehennem
çukurlarındaki alevlerine kavuşmak için gebermişti... Esir düşen tekfurun
başına gelen Aygül, Murat’a.
-Yiğidim izin verirsen ben
kellesini almak istiyorum. Anne ve babamı ve komşularımızı kardeşlerimizi
öldüren bu zalimin kellesini alarak, huzura ermek isterim, buna izin verimisin?
Murat köylülere baktı, onlarda evet
deyince.
-Buyur Aygül senindir.
Aygül tüm öfkesiyle kılıcını
kaldırarak, Tekfurun Boynu üzerinde gereksiz duran başını gövdesinden ayırarak,
yolda bir ağacın dalına astı. Sağ kalan askeride olanları anlatması için kaleye
gönderdi.
Mehmet Aluç