KENT YİTİĞİ
Gidip de
varamamaktan değil;
Varıp da
dönüş yollarını kaybetmekten değil;
Dönüp de ;
geride bıraktıklarını görememekten değil;
Kendini
bulamamaktan;
Bulduğu beni
tanıyamamaktan korktu!
Korkmaktan
korktu!
Ölümün
yansıyan yüzüne bakıyordu.
Bebeğin gözlerindeki
kendi kederine...
Çaresizliğine
bakıyordu.
Avuçlarında büyüttüğü ;
zavallılığa...
Kanında yavaş yavaş filizlenen
korkaklığa...
Elinden alınan hayata,
bakıyordu.
Güneşli
günler uzaktı, artık
Umut dolu sabahlar,
raflara kaldırıldı.
Eğlenceli bahar akşamları,
hiç gelmeyecekti!
Eriyen anıların arasında,
kayıplara karışıyordu.
Hayelleri; girdabın içinde ,
yok olurken;
Yıkılan düşlerinden ,
uzağa taşınıyordu.
Kentle birlikte yitirdiği;
kendine bakıyordu!
Defolu ruhunu naftalinleyip
sandığa kaldırdı.
Öyle, kimsesiz kaldı ki...
Öyle, parçalanmış,
bomboş!!!
Kar taneleri gibi ,
düştüğü boşluktan ,
çığ’a doğru yol aldı.
"Hiç böyle yalnız kalmamıştım",
derken
Kimi kaybettiğini,
hiç mi hiç hatırlayamadı!!!