GÖNÜL
TUTULMASI
Sevilmek
istediğim gibi
sevdim seni
Uzaktan
izledim sokulmadan
Gözlerini
görmeden yüreğine
bakarak
Sesinin
yankısını odanın camlarından duyarak
Tonlarındaki
notaların akışında
buldum
Herkes
sesimi duyarken
sen
yüreğimi duy ! diye
gizledim buğulanmış gözlerimde
sisli
duygularımın belirtilerini
kırgın
heveslerin vardı; dilinde
gülüşünde,
tanımadığım bir cennet
acıları
derinliğinde
kalmış
özlemlerin
çatık kaşlarınla örülü gücün
adı
otorite olan merhametin
uzun bir
yolda ayağına
takılmış sert
çakıl taşları gibi
handikaplara
gidişin
hakikat
için hakikaten gelişin;
emin ve
tedirgin.
yüzünde
yayılan inceden inceye
bir
sıcaklıkla nasıl ısınır yüreğim?
Yüreğini tanımadan!
Öznel
duygularımın huysuz çiçekleri misali,
Rüzgara
direnen mevsimsiz yaprağın,
Toprağa sığınmasıydı sevdan;
Sebepsiz,
beklentisiz.
Kabul’u
sevgiyle bağrıma
bastığım,
Gülümsemek
için adını andığım sevmek…
Koşulsuzca;
koştuğun yol bitimlerinde beklediğim,
Beyaz bir
sayfa açtığın yüreğim.
Vaadleri
olmayan;
Tecrübeleri
acemi;
Utangaçlıklarında;
yerleşmiş yaşanmamışlıklarım,
Ruhunda;
çiğnemeden
yutkunduklarım
“Yalnız sen !”diye
göğsümü
yasladığım;
Dinlendiğim,
Yüreğinin kıyısı.
Sevilmek
istediğim gibi
sevdim seni:
Şartsız ve yarınsız.
Senin
sonsuzluğunda…