Bir düş’ e meyletti zaman: ülküsü mi
hayatın yoksa yalnızlığın ülkesi mi içre dönük yüzü rüzgârın, telaşla seven
yüreğin mizacı varsın hüzne sirayet etsin şiir:
Şehla gözlerinde şiirin
Bir tebessüm dilediğim o sevdalı
mizacın.
Korunaklı dünyamda sırlar ektiğim
gizem geçidi
İçimden geçen ne ki yazmadıklarımın
yanında?
Yangın yeri ortalık
Sefasını sürdüğüm o meddücezri
yüreğin
Nasıl ki menkıbesi günün
Nasıl da telaffuz edemediğim hüznün
Yürek karası, kardığım
Yalnızlıkla vardığım
Ar bildiğim neyse arzı endam edecek
günün öyküsü
Yoktur da bir Allah’ın kulu
öykündüğüm
Şu zemheri yokuşu ne ki ne?
Öznemle kıyama durduğum
Özenle sevip da içime gömülü
sözcükler
Şiirler mevsimi yüreğin
Mademki yürek iklimi addedilir
sözcüklerim
Boynu bükük duruşu
Tevazu yüklü sefil gönlün na’şı
Bir hükümse verilen
Hâkim olandır sevgim içtenliğim
Kırık ucunda kalemin
Damlayan hece hece
Mevkiim nasıl ki Rabbin Makamı
ilerlediğim
Bazense gerisin geri sektiğim
Ve işte ansızın kurşun yediğim
Kuş gibi aciz midir yoksa mevsim?
Hani, parlayan gözlerim güneşe âşık
Hani yorgun mizacım nasıl da
karmakarışık
Bir misafirse gece, varsın yatıya
kalsın ardı ardına
Sarktığım pencerenin de kırık koluna
sarılı kalsın
Sözcüklerim zamanla ütüsüz seven
İmgelerimse tutuklu ve tutkulu
Bir sevgi bir seyrelti
Seyrüseferi mevsimin
Göğsümde koruk heceler
Körkütük sevenlere de benzemem hem
Kaybolmak ne ki kaybettiklerimin
yanında?
Tutuşan kıvılcımın kor gözleri
Kör noktası gecenin
Nüktedan olsa mizacım ne ki?
Şunca zaman
Sessizliğe meyyal çoğu insan
Sancılı bir ömürse nakledilen
Elbet yürekten yüreğe s/üzülen beylik
de değildir öyküm
Beynamaz gölgelerden uzağa kaçtığım
anbean
Namert bir gülüşle vurulur kalbim
orta yerinden
Omzumsa dik başım kadar
Mizacımda saklı huşu bazen hüzün
Öykümün başı yok ki sona ereyim