Hangi duygunu ütüledin, söyle?
İçimdeki demi taşıran sen değil
miydin öncesinde?
Tutuşan eteklerim değildi taş döken
Bir kıvılcım hiç değildim
Tamı tamına cehennem ateşi içine
sürüklendiğim…
Bir metaforsa aşk
Uygun adımlarla da düşmedim ben bu
yanık sevdaya
Mehtabın tevazu yüklü çekinceleri
içimi kıyan
Dirlik affı belki de beni ölüme çeken
Dirildikten sonra ne fark eder ki?
Bunca kumpasa kurban edilmiş yüreğim
Şeffaf bir tabuta yatırın beni
Elimde değil öfkeliyim
Elimde olsa bile bu aşkın pimini çekmemeliyim.
İzafi bir duraksam
Yanlı yansız bir tuşsam
Bastığım her nota
Ne konçerto ne de bir senfoni içime
çekilesi
Son nefesimi verebilseydim keşke.
İmha edemediğim mehtap
Uyumsuz bir gök taşı olmama ne hacet?
Varsın sırasını savayım ölümün
Ne çıkar ki bir eksik bir fazla
S/ağlamasını yaptığım bu gudubet
aşkta
İman gücümdür tetikleyen sevgiyi
İtiraz edemediğim bir belge belki de
İçimdeki iklimi bilemezsin sen
İkilettiğim ne ki?
Üçlediğim ölümde
Kazandığım zaferdir
Hüzün bildirgesinde başa
tutturulduğum
Kimse karışamaz gözyaşlarıma
Varsın tut sen de içinden bir dilek
Dilediğince de görme beni
Görünmezliğin arifesinde
Ne ki sahici?
Görsel efektlerde saklı ise her insan
İdare lambasında büyüttüm de gölgeni
Ruhani bir söylem içimde saklı
Azat edilmediğim dünyanın ilk ve son
tutuklusu
Tutumsuzum hem ben severken
Tutucu olduğum kadar
İsyankâr
Çapulcu imgelerden aşırmadım hem ben
bu şiiri
Yerle yeksan edilmişken bir ömür ne
ki?
Hücuma geçen konfetiler
Lakin tek dileğimdi başımdan yağacak
nur
Üstelik son söz henüz söylenmedi.
Tutuşana kadar tüm benliğim
Sevmeye devam edeceğim
En çok da kendimi:
Kibar ve kibirli bir âşık değilim artık
ben
Üstümde şık durmayan hiçbir izlek
Beni bana yansıtamaz
Aşkın ibaresinde koştuğum meğer
kendimmişim
Kimliğimse sicilimde saklı
Sancılı değilim artık
Boş verdim vereli bu yalan dünyayı
Başa tutturulmuş ismim ne ki?
Astığı astık kestiği kestik
gölgelerden de hicap ettim edeli
Umudumu saklı tuttuğum kadar
Şiirlerdir benim uğurum,
Bir anda sönse de feri bu sevdanın
Hem yansız sevmiştim ben seni